12 Aralık 2023 Salı

İsrailler ve tarihçesi -2-

Allahü Teâlâ onlara verdiği nimetleri hatırlatıyor:

“Hani sizi, Firavun sülâlesinin elinden kurtardığımız zaman, hatırlasanıza, size azabın kötüsünü yapıyorlardı; oğullarınızı öldürüyorlar, kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük imtihan vardı. (A’raf/141)

Bir gün Mısır kâhinlerinden biri, Mısır kralı Firavun’a şöyle bir haber vermişti: “İsraîl Oğullarından gelecek bir çocuk, Mısır devletinin batmasına sebeb olacak.” Firavunda, İsraîl Oğullarının yeni doğan çocuklarını öldürmeye başlamıştı. İşte bu sırada Hazret-i Musa doğdu. Annesi, onu, Firavun tarafından öldürülmesin diye bir sandık içine koyarak Nil nehrine atmayı uygun buldu. Nil nehrinin kenara attığı bu sandığı Firavun’un zevcesi Asiye ele geçirip açtı. İçinden çıkan pek sevimli ve nurlu çocuğu çok sevdi ve onu kendisine evlâd edindi. Hazret-i Musa’nın annesi de, bir yolunu bularak, kendisini bu seçkin çocuğa süt anne tayin ettirdi.

Allah’ın kudretine bakın ki, Hazret-i Musa, kendisine düşman olacak Firavun’un sarayında besleniyordu. Bu, Yüce Allah’ın ibret alınacak pek büyük bir hikmeti idi. (Büyük İslam ilmihali Ö.N.B.)

Rivayet olunur ki bu şekilde İsrail oğullarından öldürülen çocukların toplam sayısı dokuz yüz doksan bine ulaşmıştı.(Elmalılı..)

Ayetlerde onlara verilen nimetler şöyle devam ediyor:

A)Kayadan su çıkması B) Bulutla gölgelendirilmeleri C) Onlara bıldırcın eti ve kudret helvası indirilmesi…

İsrail oğulları Kızıl Denizi geçtikten sonra susadılar, kavurucu sıcaktan rahatsız oldular. Bu durumlarını Hz. Musa'ya arz ettiler. Bu durumu Kur'an-ı Kerim şöyle anlatır:

“Biz onları on iki kabile hâlinde topluluklara ayırdık. (Tîh sahrasında susuzluktan sıkılan kavmi Mûsâ'dan su istediğinde biz ona "Asânı taşa vur" diye vahyettik. (Vurunca) taştan on iki pınar fışkırdı. Herkes (kendi) su içeceği yeri bildi. Üzerlerine bulutu da gölgelik yaptık ve onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyi ve temiz olanlarından yiyin" (dedik. Onlar, ilerideki ayetlerde beyan edileceği üzere Hazreti Musa’ya karşı geldiler, onun emrini tanımadılar. Allah da onları gene cezalandırdı. Ayet şöyle devam ediyor: “Onlar bize zulmetmediler, fakat kendi nefislerine zulmediyorlardı.” (A’raf/160)

Allah’ın kendilerine verdiği bunca nimete nankörlük ederek Hazreti Musa’dan bakın neler istemişler, ayet şöyle beyan ediyor:

“ (İsrail oğulları) Hani, "Ey Mûsâ! Biz bir çeşit yemeğe asla katlanamayız. O hâlde, bizim için Rabbine yalvar da, o bize yerden biten sebze, kabak, sarımsak, mercimek, soğan versin" demiştiniz. O da size, "İyi olanı düşük olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Öyle ise inin şehre (Mısır’a tekrar gidin)! İstedikleriniz orada var" demişti. Böylece zillet ve yoksulluk onları kapladı. Onlar, Allah'ın gazabına uğradılar. Bunun sebebi, onların; Allah'ın âyetlerini inkâr ediyor, peygamberleri de haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmek ve aşırı gitmekte oluşlarıydı.”(Bakara/61)

9 Aralık 2023 Cumartesi

İsrailler ve tarihçesi

 

Kur'ân'da kırk bir yerde geçen Benî İsrâil terkibi, Hz. Ya'kûb'un çocukları ve onların soyundan gelenleri, Hz. Mûsâ'nın ve Hz. Îsâ'nın kavmi gibi geçmişte yaşamış insanların yanı sıra Hz. Muhammed (s.a.v.) zamanında başta Medine olmak üzere Arap yarımadasında yaşayan Yahudileri de ifade etmektedir.

Kur’an-ı Kerimin beyanına göre İbrahim (a.s.)ın iki oğlu vardı. Birisi Hâcer isimli eşinden doğan İsmail (a.s.)dır; ikincisi ise Sâre isimli eşinden doğan İshak (a.s.)dır. İshak peygamberin oğlu Yakub aleyhisselam ki onun diğer bir adı da İsrail’dir.

Kur’an-ı kerimde (Benî İsrail = İsrail oğulları) adı ile anılan kavim –millet, Hazreti Yakub (a.s.)ın on iki oğullarının nesli olarak türeyen insanlardır ki bunların içinde Yusuf (a.s.) da var.

Hazreti Yakub ailesi Filistin’de yaşamaktaydı. (Yusuf suresinde genişçe beyin edildiği üzere) İsrail oğulları, Filistin’de çıkan kıtlık sebebiyle 70 kişilik bir kafileyle; kardeşleri tarafından kuyuya atılıp daha sonra ilâhî bir takdirle Mısır’a iktidar olan kardeşleri Yûsuf aleyhisselâm’ın yanına, Mısır’a göç etmişlerdi. 

Hazreti Musa zamanına kadar orada yaşadılar. Zamanın uzamasıyla itikadlarında ve amellerinde bozulmalar meydana geldi. Dolayısıyla da bunlar Firavun’un kölesi durumuna düştüler. Sonra Yüce Allah, bunların içinden Hazreti Musa’yı peygamber olarak gönderdi ve kendisine “Tevrat” isimli büyük bir kitab verdi. Bunlar Hazreti Musa’ya ve getirdiği kitaba iman ederek tekrar doğru yola geldiler.

Hazreti Musa bunları Firavun’un zulmünden kurtarmak için Mısır’dan ayrıldı. Bunları yakalamak için peşlerinden gelen Firavun ve ordusu Kızıldeniz’de boğulup geberdiler.

Kur’an-ı Kerimde şöyle beyan ediliyor:

“Hor görülüp ezilmekte olan o kavmi de (İsrail oğullarını) içini bereketlerle doldurduğumuz ülkenin doğu taraflarına ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Sabırlarına karşılık rabbinin İsrâil oğulları’na verdiği güzel söz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapıp yükselttikleri binaları yerle bir ettik.” (A’raf/137)

Bundan sonra Ayet şöyle devam ediyor:

Biz İsrail oğullarını denizden geçirdik. Onlar (çölde) putlarına tapmakta olan bir topluma rastladılar. Dediler ki: “Ey Musa! Onların tanrıları gibi, sen de bize bir Tanrı yap!” Musa dedi: “Siz gerçekten cahillik eden bir kavimsiniz!”(A’raf/138)

“Çünkü o gördüklerinizin içinde bulundukları din, yok olmaya mahkûmdur ve bütün yaptıkları batıldır.  Sizi âlemlere üstün kılmış iken, Allah'tan başka ilâh mı araştırayım size?" dedi.” (A’raf/139,140)

Açıklama: 138 nci âyete göre, İsrail oğulları denizi geçtikten sonra buzağıya tapan Amalika kavmine rastladılar. Bundan etkilenerek Hz. Musa’dan benzer put yapmasını istediler. Hz. Musa bu gibi yararsız sembollerin cahillik eseri olduğunu, kendilerinin de düşünmeden hareket eden kimseler olduklarını bildirerek onları kınadı. (A’raf/138)

Devam edecek