Allah seni çirkin yaratmış olsa da, en azından hem çirkin yüzlü hem de çirkin huylu olma!
“Yüz”de israr etme, ‘Doksan’ da olur.
İnsan dediğinde noksan da olur.
Sakın büyüklenme, elde neler var.
“Bir ben varım” deme, yoksan da olur.
Hatasız dost arayan, dosttan da olur.
* Bir sofranın etrafına yüz kişi sığar da, baş olmak isteyen iki kişi dünyaya sığmaz.
* Bir arkadaş arkadaşına gülünç bir şey anlatsa, kulağı duyan bir kere güler, sağır iki kere güler. Birinci gülüşü insanların güldüğü için güler, ikincisi ise, niçin güldüklerini anlayınca güler.
* Doğruluk, Hazreti Musa’nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazın sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrilikleri yutar.
* Aşk neden, önce kanlı katil gibi davranır? Herhalde gerçekten aşık olmayan kişi, bu sevdadan vazgeçsin diye.
* Dünya eski bir köprüdür. Onu tamir etmeye değil üzerinden geçmeye bakın.
* Bil ki ahiret, mülk edinilmiş deve katarıdır. Dünya da onun tezeği ve yünleridir. Sen yün ve tezeğe değil, deveye talip ol. O zaman tezek de senin olur, yün de.
* Biz öyle mahlûklarız ki, bazen melekler insan yaratılmadıklarına üzülür; bazen de şeytanlar bizden olmadıklarına şükrederler. Şeytan Allah’ın izzetini kabul ederek ona yemin eder de bir takım insanlar kabul etmezler. Şeytan bunların şerrinden Allah’a sığınır.
* Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür.
* Odun yanınca kül olur, insan yanınca kul olur.
* Şu toprak altında, çırak da bir, usta da birdir.
* Kim demiş gül, yaşar dikenin himayesinde,
Dikenin itibarı ancak gül sayesinde.
* Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ateşinden bir şey kaybetmez.
* Evrende hiçbir zehir ve şeker yoktur ki, birine ayak, ötekine ayak bağı olmasın. Yılanın zehiri yılan için hayat, insan için ölümdür.
* Adamın biri Hazreti İsa’ya: “Her şeyden daha zor olan nedir?”diye sordu.
- En zor olan şey, Allah’ın öfkesidir.
- Allah’ın bu öfkesinden nasıl güvende olmalı?
- Öfke anında öfkeni terk etmekle.
* Ayıp gören kayıp âleminin kokusunu bile alamaz.
*Herkesin güzellik ve tatlılık iddiası vardır ama tatlılığın ve güzelliğin mihenk taşı musalla taşıdır.
* Her yiyen, yenilendir. Ancak Allah müstesnadır. Öyleyse yenilmeyenin yanında yer almaya bak ki sen de yenilip yok olmayasın.
* Bozuk olunca maya, ne ar kalır ne haya.
* Köpek âlim olunca kavgada öncü olur, arif olunca eshab-ı kehf’e katılır.
* Eğer kapınıza sadece iyiler gelirse, kötüler nereye gitsinler?
* Herkes zannınca dost oldu bana, kimse aramadı içimdeki sırları ama.
* cüzdanla kese içindeki altınla değerlenir.
* Bunun uygun, şunun uygunsuz olduğunu bilirsin. Faket sen uygun musun, uygunsuz musun sen asıl buna bak.
* Her malın değeri nedir, bilirsin de kendi değerini bilmezsin. İşte bu ahmaklıktır.
* Çöpçatan: oğlum senin için çok güzel iffetli bir gelin adayı buldum. Ancak bir kusuru var, o da Helvacının kızıdır. Damat adayı: Daha iyi ya! Babası helvacı ise kızı daha bir tatlıdır.
* Kalp altın som altına kibirlenerek: senden neyim eksik, dedi. Som altın: evet doğru söylersin ama Mihenk taşı geliyor hazır ol.
* Yüreği aşkla dolu bir adam gündüz elinde bir fenerle geziyordu. Birisi:
- Be şaşkın adam! Gün ışığında fenerle ne arıyorsun, dedi. O:
- Öfke anında, hırs ve şehvet anında kendini tutan bir yiğit arıyorum.
- Öyleyse sen, çok az bulunur bir şey arıyorsun.
* Hırsız af edilirse ancak canını kurtarır. Onun vezir olması, Hazine emini olması mümkün müdür?
* Üstüne vurulan kilitlerin çokluğu, hazinenin değerinin çokluğundandır. Hedefin yüceliği, yolun sarp yokuşlardan, yol kesicilerdin belli olur.
* Gencin aynada gördüğünü, pir tozlu kerpiçte görür.
* Çocuk bir ceviz, bir fındık için ağlar. Oysa bu, akıl sahipleri için pek basit bir şeydir. Gönüle, ruha nisbetle beden de o ceviz ve fındık gibidir. Çocuk, büyükler gibi nereden bilsin?
* Erkeklik sakalla, aletle olmaz. Öyle olsaydı eşek erkeklerin şahı olurdu. Gerçek erkek, şehvet zamanı sürçmeyen, aklı saman gibi uçmayan, öfke ve kin zamanı gevşeyip kararsız, sebatsız hale gelmeyen kişidir.
* Zahit, hesap günü ne olacak diye işin sonu için kederlenir durur. Arif ise, daha işin başında işin sonundan haberdar oldukları için gönülleri rahattır.
*Bir burca konan bir kuşun başı ile kuyruğundan hangisi daha hayırlıdır? Cevap: Eğer yüzü şehre, kuyruğu köye doğru ise, başı kuyruğundan hayırlıdır. Eğer kuyruğu şehre, başı köye doğru ise ondan kaç.
* Doğan, beyaz, eşsiz ve benzersiz olsa bile avı fare olduğu için aşağılıktır. Peki senin avın ne?
* Eşeğin önüne saman ile şekeri koysalar, eşek samanı tercih eder. Nefsin önüne dünyalık ile cennet konduğunda dünyalığı tercih eder.
*Mekânın ne önemi var ki! Gül dalı nerede açarsa açsın gene güldür. Şarap küpü nerede kaynarsa kaynasın gene şaraptır.
* Yüz güzelliğinin bir değeri yoktur. Bir diken yarası ile bile yanağı soluverir.
* Hastalığı gönülden olana bedeni ilaç kâr etmez.
*Hayvanın semirmesi otla, insanın semirmesi izzet ve şerefle olur.
* Bizler, başkasının evinde başköşeye oturmak için kavgaya tutuşan misafirler gibiyiz.
* Güzellik ve çirkinlik, ikisi de onun ustalığının eseridir. Zira ressam güzel ve çirkin iki resmi de çizer.
* Dünya hayatı evcilik oynayan çocuğun oyununa benzer. Çocuklar evcilik oynarken ev ve dükkân da yaparlar. Sadece vakit geçirmekten başka kârları yoktur. Akşam olunca hepsi de aç olarak evlerine dönerler.
* Doğruluk, Hazreti Musa’nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazın sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrilikleri yutar.
* Dünya eski bir köprüdür. Onu tamir etmeye değil üzerinden geçmeye bakın.
* Gerek yok her sözü laf ile beyana, bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana.
*Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun.
Kusur örtmeyi marifet edin kendine, işte o zaman kusursuz olursun.
*Ey insan! Kafdağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün; unutma her şeyin hesabı var, üzdüğün kadar üzülürsün.
*Hayatta en çok keyif aldığım şey, kendimi haklı çıkarmak veya ifade etmek için uğraşmamamdır. Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir.
*Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati ne güneşte ne de ayda ara. Gözlerindeki perdeyi arala!
*Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle, senin olan sana gelecektir.
*Sükût, incelik, edep ve zerafet, insanı her gittiği yerde sultan yapar.
*Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.
*Ahlak örtüsü olmayan kişiyi baş örtüsü dindar yapmaz.
*Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim. Her türlü amelde çok ahesteyim. Kabrim beni bekliyorken dünyalık hevesteyim. Uyandır artık ya Rab! Belki son nefesteyim.
*Sen verdikçe dost görünen çok olur. İste de gör hepsi birden yok olur. Sen kendi kendine yetmeyi öğren, tüm dünyanın malına gönlün tok olur.
*Üzülme, herkes ölür. Kimi toprağa, kimi yüreğe gömülür.
*Sevdiğini düşünen hep yanar. Sevdiğini düşünmeyen neye yarar?
*Kadın annedir. Kadın sırdır. Kadın ailedir. Kadın kız çocuğudur. Kadın zenginliktir. Kadın iffettir. Kadın cennettir. Kadın cehennem kilidi, sırat köprüsünde yol arkadaşı, kadın sığınılan limandır. Ve kadın peygamberi doğuran anadır.
*Lisanı ağızda olana değil, lisanı gönülde olana yar et bizi.
Tebessümü simasında değil, gönülde olanlara kat bizi.
Aşkı tende sanana değil, aşkı ruhunda can bilenlere arat bizi. Amin
*Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.
*Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden akıl seviyesini anlarsın.
*Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
*Kabiliyetsiz olmak bir kusur değil ama karaktersiz olmak çok büyük bir kusurdur.
*Dua kapı çalmaktır, gerisine karışmak haddi aşmaktır.
*Kalp sırrına erenler neler yapar bilir misin? Kızmazlar, küsmezler; kırmazlar kırılmazlar. Her şeyde bir güzellik bulurlar. Hiçbir şeyi insanoğlundan bilmezler, Rabbinden bilirler. Her şeyi ondan umar, ondan beklerler. Ve susarlar. Susarak konuşurlar.
*Az korkun, çok ümit edin. Az yiyin çok çiğneyin. Az konuşun çok düşünün. Az kızın çok sevin. O zaman iyi şeyler sizindir.
*Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. O zaman toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
*Dediler ki: gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur?!
*Ey canımın sahibi yar; sen benim olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var!
*Nasibinde varsa alırsın karıncadan ders; nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.
*Kısmet etmiş ise Mevla, el getirir, yel getirir, sel getirir. Kısmet etmez ise Mevla, el götürür, yel götürür, sel götürür.
*Bin sene de okusam bana: ne biliyorsun, diye sorsalar, haddimi bilirim, derim.
*Kadının bakışı fitnedir. Bu bakışa bir de sesi eklenirse felaket yüz katı olur. Ona karşı durmak Yusufların işidir.
*Unutma! Senin için başkasından vazgeçen, bir gün mutlaka başkası için senden vazgeçer.
*Çalınan her kapı hemen açılsaydı, ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı.
*Allah ile olduktan sonra ölüm de hoştur, ömür de.
*Edep aklın tercümanıdır. Herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli ve şerefi kadar değerlidir.
*Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin. Basit bir kimseyi dost edinmek isterseniz övün.
*Ey gönül dikkat et, ahir zamandır bu. Nefsine uyup da surete aldanma! İblis’in bile maşaallah dediği kullar var. Seveceksen sev vefa nedir, takva nedir bileni. İçinde cennet saklayan virane kullar var.
*Sanma ki dert sadece sende var; sendeki dertleri nimet sayanlar da var.
*Kalp denizdir, dil de kıyı. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.
*Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
*Bir günah işlediğinde hemen tövbe et. İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur.
*Her insan yağmur danesi gibidir. Kimi çamura, kimi gül dalına düşer.
*Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerek.
*Ey nefsim! Seni sen yapan benim. Beni de ben yapan sensin. Ya yola gel beraber gidelim, ya da yoldan çekil ben Hakk’a gideyim.
*Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan kemik ve etsin. Gül düşünür gülistan olursun, diken düşünür dikenlik olursun.
*Hiç kimseye hak ettiğinden fazla değer verme. Ya onu kaybedersin, ya da kendini mahvedersin.
*Hayat bir nefestir, aldığın kadar. Hayat bir kafestir kaldığın kadar. Hayat bir hevestir daldığın kadar.
*Sevgi acıyı tatlıya, toprağı altına, hastalığı şifaya, zindanı saraya, belayı nimete ve kahrı rahmete dönüştürür. Demiri yumuşatan, taşı eriten, ölüyü dirilten sevgidir.
*Kimi zamana bıraktı, kimi şansa. Ben ise sana bıraktım Allah’ım.
*Bir evliliği sürdürmenin en kötü yolu, çiftlerin birbirlerinin özgürlüğünü engellemesidir. İki kuşu birbirine bağlarsan dört kanadı olur ama uçamazlar.
*Evlilik hayatı bir şehvet ticareti değil, bir can ortaklığıdır. Bu olmayınca evlilik yoktur.
*Gül suya aşık olur. Suya der ki: seni seviyorum. Su da ‘ben de seni seviyorum’ der. Aradan zaman geçer. Tekrar gül suya der ki: seni seviyorum. Su: dedim ya! Ben de seni seviyorum. Gül hastalanır ve solar. Su buna dayanamayıp doktor çağırır. Doktor gülü muayene eder ve gül için “umutsuz” der. Su merak eder, neyi var, diye sorar. Bir şeyi yok, susuz kalmış, der. Su anlar ki, aşk sadece seni seviyorum demek değildir. Sana her şeyini verebileceğin inandığın insanı sevebilmektir.
*Bir tutam gül kokusu kalır gül tutan elde,
*Olsun be, yaradan vardır. Sanma ki zalimin ettiği kardır.
*Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın, yoksa onu tutmayacak birine uzattığın için kendine mi kızgınsın?
*İnsanda güzel olan yüzdür. Yüzde güzel olan gözdür. Ama insanı insan yapan, ağızdan çıkan sözdür.
*Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et. Çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar.
*Minareden düşenin parçası bulunur da, gönülden düşenin parçası bulunmaz.
*Susmak değil, söylemekti emelim; razıyım sükunete lakin “Kelime-i şahadet”ten sonra gelsin ecelim.
*Dost acı söyleyen değildir; acıyı tatlı söyleyebilendir.
*Bir muammadır aşk. Kiminin vicdanına atılan taş, kiminin de gözünden akıtılan yaştır aşk.
*Fani aşk yoktur. Aşkların hepsi baki olanadır. Tek fark şudur: kimi sanatı görür, kimi sanatçıyı.
*Ey gönül utanıyorum senden. Yanında bülbülün varken kargalardan gül sorarsın.
*Gözlerinin gördüğünü yüreğinin gördüğüne değişiyorsan eyvallah; yüreğinin gördüğünü, gözlerinin gördüğüne değişiyorsan eyvah, eyvah.
*Asalet boyda değil, soyda; incelik belde değil dilde; doğruluk sözde değil özde; güzellik yüzde değil yürekte olur.
*İnsan her nefeste iki defa şükretmesi lazımdır. Biri nefesi aldığı için, diğeri verdiği için. Çünkü verip alamamak, alıp verememek var.
*Karşına çıkan nankör insanlar, seni üzen olaylar, ağlamana sebep olan kişiler, bu hayatı sana zindan etmeye çalışan, hiç sebebi yokken mutluluğunu elinden almaya çalışan herkes, her şey imtihandır. Ama unutma! Allah da sabredenlerle beraberdir. Ağladığın kadar güldürüp, üzüldüğün kadar mutlu edecektir. Allah var, yalnız değilsin.
*Bir insan huysuzsa idare edin, cahilse akıl verin, sinirliyse sabredin ama nankörse yol verin gitsin. Çünkü huysuz bir insan düzelebilir, cahil insan akıllanabilir, sinirli insan sakinleşebilir ama nankör insan asla değişmez.
*Vefalı insan birçok zararınızı da görse, bir iyiliğinizi unutmaz. Nankör insan bir tek zararınızı görse, bütün iyiliklerinizi unutur.
*Unutmayın! Yaktığınız can kadar canınız yanacak ve üzdüğünüz kadar üzüleceksiniz. (hadis-i şerif)
*İnsanlara aynı iyiliği düzenli olarak yapınca, onu artık senin görevin zannediyorlar. Bu da muazzam bir nankörlük çeşididir.
*Kimseyi kırmamak için verdiğin onca mücadeleden sonra bile hâlâ vefasızlık ve nankörlük görüyorsan, yanlış insanlara değer veriyorsun demektir. Unutma fazla değer, başını yere eğer.
*Özüyle sözü bir olmayan, değer verince değeri değişen ayarsızları sevmediğim doğrudur. Hayatıma herkes girebilir. Sadece izin verdiklerim kalabilir. Sevilmek için kişiliğimi değişmeyi hiç düşünmedim, düşünmem de. Ön plana çıkmak için kişiye göre değişken olmadım, olmam da. İşte ben buyum seversen, Yolun bahtın açık olsun, gidersen.
*Boş kalabalıkların soytarısı olacağıma, yalnızlığın efendisi olurum daha iyidir.
*Şarap küpü nereye konursa konsun şaraptır. Gül çöplükte bitmekle kötü olmaz. Şarap altın tasa konmakla helal olmaz.
*Misafirsin bu hanede ey gönül. Umduğunla değil bulduğunla gül,
*Hane sahibi ne derse o olur, ne kimseye sitem eyle, ne üzül.
*Yılan sokması seni sadece candan eder. Ama kötü dost hem candan, hem imandan eder.
*Aklım her gün tövbe eder. Nefsim her an tövbemi bozar.
Arada kalmış biçareyim. İyi ki ya Rab, senin kapın var.
*Bir yandan korkun, bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz ki zaten.
*Akıl bir kuzu, nefis bir kurt, iman ise çobandır. İman kuvvetli olmazsa nefis aklı yer.
*Tut ki Ali’den sana miras kaldı Zülfikar.
*Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?
*Kapı açılır, yeter ki sen vurmayı bil.
*Ne zaman, bilemem. Yeter ki sen o kapıda durmayı bil.
*Bir kötülük yaptın mı kork. Çünkü o bir tohumdur, Allah onu yeşertir ve karşına çıkarır.
*Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilirler.
*Göz yaşının bile bir görevi varmış; ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.
*Neden duasız bırakıyorsun dilini? Kapıyı çalmadan açılmasını bekleyenlerden misin yoksa?
*Kitaplardan önce kendimizi okumaya çalışalım.
*Kanat vardır doğanı padişaha götürür; kanat vardır kuzgunu leşe götürür.
*Bazen halimize melekler bile imrenir, bazen halimizden şeytan bile iğrenir.
*Her şeye canını sıkma ey gönül, ne bu dertler kalıcı ne de bu ömür.
*Çektirilen acı havada asılı kalmaz. Bir gün çektirenin başına düşer.
*Bir kimsede kibir varsa söz söylediği zaman soğan gibi kokar.
*Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın.
*Köpeklerin kardeşliği aralarına kemik atılana kadardır.
*İnsanlar kalbini kırmışsa üzülme! Allah: Ben kırık kalplerdeyim, buyurmadı mı?
*Kar taneleri ne güzel anlatıyor: birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.
*Ey can, kimseyi kırma, sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz.
*Cahil insan her sözünde kendini aklar. Alim insan her sözünde kendini yoklar.
*Yaptığı ibadet ve taatlere bakıp kendini beğenmek, o ibadeti hiç yapmamak günahından bin kat daha fenadır. (Bayezid-i Bistami)
*Güneş herkesin üzerine eşit doğar ama gül başka, leş başka kokar.
*Güzelliğin bir damlası olan Leyla için uykuyu haram etmek çok değilse, güzelliğin kaynağı Mevla için bir ömrü feda etmek az bile.
*Ey dost! Derdin ne olursa olsun umudun her zaman Allah olsun.
*Öğüt verecek insana değil, örnek alınacak insana ihtiyaç var. Fetva veren çok olur ama takva ile yaşayan az bulunur.
*Aldırma görenlere, varsın görenler seni bir ot sansın. Sen gül ol da uğruna ötmeyen bülbül utansın.
*Eğer sen bir kimsede bir kusur görürsen, bilmelisin ki o kusur sende de vardır. İnsan insanın aynasıdır. Sen onda kendini görürsün.
*Ayıplarım seni ey gönül, hal bilmeyene hal sorarsın. Bülbül dururken kargadan gül sorarsın.
*Baharların tesiriyle hiç taş yeşerir mi? Sen toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin. Yıllardır gönüller inciten, kalpler kıran taş oldun. Denemek için bir zaman da toprak ol.
*Bencillik gözüne takılmış ayna gibidir. O gözler nereye bakarsa baksın kendinden başkasını görmez.
*Ölüm, ölümsüzlüğe giden yolun başı. Neyleyim öte yandan faydasız arkadaşı
*Milyon sene gülsem, milyon sene ağlasam, Hak yolunda olmadıkça neye yarar gözyaşı?
*Kibirli kişi dağın zirvesindeki adam gibidir. Orada durup aşağıdakileri hep küçük görür. Bilmiyor ki aşağıdaki insanlar da onu küçük görüyor.
*Kimseyi kınama! Günahından haberin olabilir ama tövbesinden haberin olmaz.
*Allah’ım bize “İşaallah olur” diye dua edip hayalini kurduğumuz her şeyin, “Çok şükür oldu” sevincini yaşat.
*Bir gün köylüler yağmur duasına çıkmaya karar verdiler ve çıktılar. Duaya içlerinden sadece bir çocuk şemsiye ile geldi.
*Kul, Allah sevgisini tattığı zaman Allah o kulunun kusurlarını kendine gösterir. Böylece o başkalarının kusurlarını görmez olur.
*Gülmeler ağlamalarda gizlidir. Ey saf ve temiz kişi, defineyi yıkık yerlerde ara.
*Sen içine yönel, seni habersiz sansınlar; ne güzel haldir ki o, sen akıllı ol, seni deli sansınlar. (Selman-ı Farisi (r.a.)
*Maneviyat erleri toprak gibi olmalıdır. Toprağa kötü şeyler de atılır. Fakat toprak hep iyi şeylerle karşılık verir.
*Bazen diyorum ki “Ne olacak söyle gitsin”, sonra diyorum ki: “söyleyince ne olacak, sus bitsin”
*Edepli edebinden susar, edepsiz ise ‘ben susturdum’ zanneder.
*Güven ve itibar gözyaşı gibidir. Düştü mü, bir daha geri gelmez.
*Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret; ebedi bir yaşam için gayret yok, hayret! (Necip Fazıl)
*Ayağın taşa takıldığında “Allah kahretsin” bile deme. Dua et ki taşa takılan bir ayağın var. (Necip Fazıl)
*Kimin çatlarsa ar damarı, Allah ona fena vurur şamarı. (H. Mahmut Ustaosmanoğlu)
*Ya kırdığın kalbi Allah seviyorsa! Bilemezsin. Bilseydin ödün kopardı, dokunamazdın.
*Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
* Sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.
*Nice insan gördüm, üzerinde elbise yok, nice elbiseler gördüm içinde adam yok.
*Ehil olmayanlara sabretmek, ehil olanları parlatır.
*Misafir gelecekmiş gibi evini, ölüm gelecekmiş gibi kalbini temiz tut.
*Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme! Gönlüm, duygularını anlatamadığı için kızarken dilime, dilim, anlatamayacağı şeyleri düşürdüğü için kızıyor gönlüme.
*Her zaman doğruyu söyle ama her doğruyu her zaman söyleme!
Hasan-ı basrî (ks.): “kadınlardan peygamber gelmediğine göre erkekler kadınlardan üstündür” demiş. Rabiatü’l-Adeviyye ise: “Kadınlardan ne firavun geldi, ne de Namrud” demiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder