1 Mayıs 2023 Pazartesi

Bence en güzelini yapmış!

Hukukta cinayet işleyenlere bir daha yapmaması için çeşitli cezalar uygulanır. Bunların en güzeli İslam dininin koyduğu kısas sistemidir.

Bu konuda Hazreti (Sallallahü aleyhi ve sellem)in bir uygulamasını nakletmek istiyorum:

Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Bir Yahudi, Resûlullah (S) zamanında bir cariyeye saldırdı da üzerinde bulunan ziynet eşyalarını aldı, başım da ezdi. Ailesi o cariyeyi Rasûlullah'a getirdi­ler. Cariye hayatının son nefeslerinde idi, dili de tutulmuş hâldeydi, konuşamıyordu.

Bu hâlde Resûlullah ona, kendisini öldürenden başka bir kimse için:

  "Seni Fülân mı öldürdü?" diye sordu. Cariye başıyla "Hayır!" işareti yaptı.

Resûlullah yine onu öldürenden başka bir diğer kimse için de sordu. Cariye yine başıyla "Hayır!" işareti yaptı. Resûlullah bu defa onun kaatili için:

  "Seni Fulân kimse mi öldürdü?" diye sordu. Bu sefer kadın yine başıyla "Evet!" işareti yaptı.

Bunun üzerine Rasûlullah emretti de o Yahudi'nin başı iki taş arasında ezildi.

İşte İslam’ın ceza hukuku böyledir.

Bir hadise daha:

Cebele bin Eyhem’e kısas hikayesi: (Öl. 20 / 641)

Suriye fethedilince oranın kalburüstü reislerinden Gassan meliki Cebele bin Eyhem Hz. Ömer’in hilafeti zamanında Müslüman olmuştu. Başında en değerli taşlarla süslenmiş bir tacı vardı. Kâbe’yi tavaf ederken Fezare oğulları kabilesinden bir Müslüman farkında olmadan kazara onun eteğine bastı. Cebele dönüp adama bir tokat atarak burnunu kırdı. Haksız yere canı yanan mazlum Müslüman durumu Hazreti Ömer’e şikayet etti. Halife Cebele’yi çağırdı ve vakayı bir de ona sordu. Hâlâ öfkesi yatışmamış olan Cebele:

Ey Mü’minlerin Emiri! O adam ayağıma bastı. Kâbe’ye hürmetsizlik etmemek için yine de kendimi tuttum; yoksa kılıcımla başını alnının ortasından ikiye bölecektim, dedi.

Hadiseyi sükûnetle dinleyen Halife, Cebele’ye şunları söyledi:

Yaptığını bizzat itiraf etmiş oldun. Şimdi o adamı razı etmen gerekir. Aksi takdirde senin ona yaptığını onun da sana yapması, yani burnunu kırması için emir veririm. Hayretten ağzı açık kalan Cebele kendisinin çok yüksek bir aileye mensup olduğunu, onlara kaba davrananın kim olursa olsun ölümle cezalandırılacağını söyleyince Hazreti Ömer, bunun cahiliye devrinde böyle olduğunu, ancak İslam’ın insanlar arasında seviye farkı gözetmediğini bildirerek “El’İslamü sâvâ beynennâs” (İslam insanlar arasını eşitledi. Bir Müslüman, bir Müslüman’dan ancak takvası ve dindarlığı bakımından üstün olabilir) dedi. Cebele: “Eğer İslam dini, asillerle avam halk arasında fark gözetmiyorsa İslamiyete veda edeceğini söyledi ve Kostantaniye’ye (İstanbul’a) kaçtı ve bir daha dönmedi. Hazreti Ömer hiçbir prens yada melik için İslam’ın kanunlarını değiştirecek değildi.[1]



[1]           Bütün yönleriyle Hz.Ömer s. 251, Örneklerle İslam ahlakı s.131 Ahmet Cevdet Paşa Kısas-ı Enbiya cüz 5 s. 547

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder