11 Eylül 2020 Cuma

Günah işleyene nasıl davranmalıyız?

Kur’an-ı Kerim’in Müslümanlara tavsiyelerinden birisi de “Emri bilma’ruf ve nehyi anilmünker” (birbirlerine iyilikleri emretmek, tavsiye etmek; kötülüklerden engellemek)tir.

Yani bir Müslüman başka bir din kardeşini herhangi bir günaha batmış gördüğünde yapacağı iki şey vardır. A- Allah belasını versin, deyip ondan uzaklaşmak. B- onu o kötülükten kurtarmak için elinden geleni yapmak. Yani bir örnek vermek istersek: bir kimse yanlış yola girip çamura saplansa, onu gören diğer insanlara düşen görev “Kör mü buraya gelmeseydi” deyip üstüne basıp geçme yerine, elinden tutup onu kurtarmak.

Duruma göre bu kurtarmanın çeşitli yolları vardır.

Bu konuda tarihi bir hadiseyi nakletmek uygun görüldü:

Bir Müslüman, din kardeşini günah üzere veya mâsiyet mekânlarında görürse, onu hemen terk etmemeli, bilâkis içine düştüğü mâsiyetten kurtarmak için elinden gelen gayreti göstermelidir. Zira kişi o hâldeyken dostlarının daha fazla yardımına ve desteğine  muhtaçtır.

Bu husustaki güzel bir misâli Yezid bin Es’am şöyle anlatır:

“Şam ehlinden, güçlü-kuvvetli, nüfuz sahibi bir kimse vardı. Zaman zaman Hz. Ömer’in yanına gelirdi. Bir ara Hz. Ömer o kimseyi  göremez oldu. Çevresindekilere:

–Falan zat ne yapıyor, artık görünmez oldu?, diye sordu.

–Ey Mü’minlerin Emîri! O kendini şaraba verdi. dediler.

Hz. Ömer, hemen katibini çağırıp:

–Yaz! Ömer bin Hattab’dan falan kimseye... Sana selâm olsun! Kendisinden başka ilah olmayan, günahları bağışlayan, tevbeleri  kabul eden, azâbı çetin ve ihsânı bol olan Allah’a hamd ederim. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O’nadır.» dedi.

Hz. Ömer mektubu yazdırdıktan sonra arkadaşlarına dönerek:

–Kardeşinizin Allah’a yönelmesi ve Allâh’ın da tevbesini kabul buyurması için duâ ediniz! dedi.

O zât Hz. Ömer’in mektubunu alınca,

~~40.3~
غَافِرِ الذَّنْبِ وَقَابِلِ التَّوْبِ شَدٖيدِ الْعِقَابِ ذِى الطَّوْلِ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ اِلَيْهِ الْمَصٖيرُ

“..Allah, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibidir.”(Mü’min/3) cümlesini tekrar tekrar okudu:

– Allah beni hem azâbı ile korkutmuş, hem de günahlarımı affedeceğini vaad etmiş, diyerek ağladı ve güzelce tevbe etti.

Hz. Ömer bunu haber alınca arkadaşlarına:

–İşte böyle yapınız! Bir kardeşinizin yoldan çıktığını, günaha saplandığını gördüğünüzde onu doğru yola getirmeye, Allah’ın affına güvendirmeye çalışınız. Kendisine beddua ederek aleyhinde şeytana yardımcı olmayınız. Tevbesini kabul buyurması için de Allah’a  dua ediniz.! » dedi.”  (Ebû Nuaym, Hilye, 4/ 97-98)

İşte İslam’ın insana bakışı!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder