2 Eylül 2020 Çarşamba

Küfrü iman üzerine tercih edenlerin durumu

İman ve küfür birbirinin zıddı iki varlıktır. İman, sahibini hem dünyada mutlu eder, hem de ahirette. Küfür ise sahibini hem dünyada perişan eder, hem de ahirette. Her ne kadar ehli küfür bazı kere dünyada bolluk içinde ise de, iç dünyasında asla huzur yoktur. Çünkü kalplerimizi yaratan Rabbimiz, iç dünyamızın ancak Allah’ı anmakla, O’nunla beraber olmakla huzur duyacağını bildiriyor: “Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d/28)

İman ise iki kısımda mütalaa edilir. A) Yalnız dil ile söylenen iman. B) söz ve öz ile beraber, candan yürekten iman.

İmanın şubelerinden birisi de en çok kimlerin sevilmesi gerektiğidir ki, bunların en başında Allah ve Resulullah (peygamber) sevgisi gelir. Bu ikisinin sevgisi üzerine diğer bütün sevgililerin feda edilmesi gerekir hakiki iman sahibi için. Aşağıdaki ayet bu konuya net bir şekilde açıklık getiriyor:  

 يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ آبَاءكُمْ وَإِخْوَانَكُمْ أَوْلِيَاء إَنِ اسْتَحَبُّواْ الْكُفْرَ عَلَى الإِيمَانِ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُوْلَـئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ {23} قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُواْ حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ*

“Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.
De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.”(Tevbe/23-24)

Allah başka ayetlerde ana babaya iyilik etmeyi, itaat etmeyi kendisine ibadet etmekle beraber zikrederken, bu ayette: “Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa…” şartını istisna ediyor. Yani onlara küfrü tercih ettiklerinde itaat etmek gerekmez.

Hazreti Ömer (r.a.) Hazreti Peygamber (s.)e: “Ya Rasulallah! Seni canımdan başka her şeyden fazla seviyorum” demişti. Hazreti Peygamber (s.): “Beni canından da fazla sevmelisin” buyurunca Hazreti ömerin dünyası başına yıkılmış gibi olmuş; demek ben daha iyi Müslüman olamamışım, diye hayıflanmış ve: “Seni canımdan da fazla seviyorum” deyince efendimiz: “Şimdi oldu ya Ömer” buyurmuştur. Bu şu demektir: gerektiğinde o kutlu nebi uğrunda canını feda etmekten çekinmemek gerekiyor.

Bu sevginin bir örneğini altın nesil sahabelerde görüyoruz:

Bunların içinde adını İslam tarihinin şeref levhalarına yazdıran, gönlü Hazreti Peygamber (s.)in sevgisi ile dopdolu bir kadın vardı. Sümeyra Hatun!!!

Sa’d bin Ebi Vakkas (r.a.) şöyle rivayet ediyor: Uhud savaşından sonra bu kadın şehitler arasında gezerken hep Resulullah’ı soruyordu. Şehit olan kocasını gösterdiler. O şöyle göz ucuyla bir bakıp: “Resûlullah ne yaptı, nerede? Ona bir şey oldu mu? dedi ve aramaya devam etti. Şehit olmuş Numan ve Süleym isimli oğullarını gösterdiler; o gene: “Resulullah nerede, ne yaptı? bana onu gösterin” dedi. Biraz sonra kardeşinin ve babasının şehit olmuş cesetlerini gösterdiler. O gene aynı sözünü tekrarlıyordu.

Ona: "Ey filanın anası! O iyidir, Allah'a hamd olsun, senin istediğin gibidir!" dediler.

Sümeyrâ Hatun: "Onu bana gösteriniz de, ona bir bakayım. Onu görmedikçe içim rahat etmiyor" dedi.

Sümeyra Hatuna, Peygamberimiz Aleyhisselamı işaretle gösterdiler. Sümeyrâ Hatun, Peygamberimiz Aleyhisselamı  sağ görünce öyle sevindi, öyle sevindi ki anlatılamaz. sevincini izhar eden şu sözler dökülüverdi ağzından:

"Anam babam yoluna kurban olsun Ya Resulallah! Senden (sen sağ olduktan) sonra, her musibet bizim için hiçtir, önemsizdir!"

İşte peygamber sevgisi!!!

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder