18 Mart 2023 Cumartesi

Yemini bozup fidyesini vermenin daha iyi olduğu hadisi

Zehdem ibn Mudrib şöyle demiştir: Ebû Mûsâ el-Eş'arî (Hazreti Osmân zamanında vâlî olarak Kûfe'ye) geldiği zaman, Cerm kabi­lesinden bir cemâati kabul ve ikram etmişti. Biz Ebû Musa'nın yanında oturmakta iken, kendisi de tavuk yiyordu. Hey'et içinde oturan bir kişiyi yemeğe da'vet etti. O da:

— Ben tavuğu pis bir şey yerken gördüm de ondan tiksindim, dedi. Ebû Mûsâ ona:

  Gel, ben Peygamber'i tavuk eti yerken gördüm, dedi. O adam bu defa da:

  Ben tavuk eti yememeye yemin ettim, dedi.

Bunun üzerine Ebû Mûsâ el-Eş'arî (R.) şöyle dedi:

— Şöyle gel de sana ettiğin yeminin hakkında bir haber bildire­yim: (Peygamber Tebûk seferi hazırlığı yaparken) biz Eş'arîler'den bir cemâat Peygamber'in huzuruna vardık. (Tebûk ve sefer için) O'ndan binmek ve yüklerimizi yüklemek üzere deve istedik. Fakat Pey­gamber bizleri yüklemeyi kabul etmedi. Biz tekrar kendisinden binek ve yük devesi istedik. Bu kere Peygamber bizlere deve vermeyeceği­ne yemin etti. Sonra Peygamber çok beklemedi, kendisine bir deve ganimeti getirildi. Bunun üzerine bize beş deve verilmesini emretti. Biz develeri teslim alınca (kendi aramızda):

— Biz Peygamber'e (bize deve vermeyeceğine dâir) yeminini unut­turduk. Biz bundan sonra ebeden felah bulmayız! dedik.

Bu düşünce üzerine ben hemen kendisine geldim ve:

— Yâ Rasûlallah! Sen bize deveye yükleyemem (deve veremem) diye yemin etmiştin. Hâlbuki şimdi bizleri yükledin (deve verdin), de­dim.

Rasûlullah:

  "Evet (hakîkaten ben yemin ettim, sonra da size deve ver­dim). Fakat ben yemin edilen şeyin başkasını, yemin edilen şeyden daha hayırlı görünce, yeminim üzerinde bağlı kalmam, muhakkak o hayırlı olduğuna kanâat ettiğim şeyi yaparım!" buyurdu. (Buhari Meğazi/74)

Bu hadisten anlıyoruz ki, bir kimse iyi bir şeyi yapmamaya yemin ederse, o yeminini bozup fidyesini (on fidye vermesi, buna gücü yetmezse üç gün oruç tutması) gerekir.

Mesela bir akrabası ya da herhangi bir kimse ile konuşmamaya yemin eden kimse, o kimse ile konuşarak yeminini bozması ve fidyesini vermesi gerekir. Ancak bir günahı işlememeye yemin eden kimse o yemininde sabit durması, yeminini bozması gerekir. Mesela sigara içen bir kimse “Bir daha içmeyeceğim” diye yemin etse artık bu yeminini bozmaması gerekir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder