14 Mayıs 2022 Cumartesi

Sadakalardan Hasıl Olan Sevabın Hem Verene, Hem de Ölüye Ulaşması

“Babam öldü, mal da bıraktı, fakat vasiyet etmedi. Acaba onun namına sadaka versem günahlarına kefaret olur mu?” diye sordu. Peygamber (s.a.v): “Evet, olur” diye cevap verdi. (Nesâî, Vesâyâ 8; İbn Mâce, Vesâyâ 8, 2716)

 Hz. Aişe (r.anha) dan rivayet edilmiştir: “Bir adam, Peygamber (s.a.v.)'e:

“Annem ansızın öldü. Konuşmuş olsaydı, sanırım ki sadaka verirdi. Onun namına sadaka versem bana ecir, sevap var mıdır?” diye sordu. Peygamber (s.a.v.): Evet, var” diye cevap verdi.” (] Buharı, Cenaiz 95; Ebu Davud, Vesaya 15, 2881)

Bir diğer rivayette: “Annem ansızın öldü. Vasiyet de etmedi. Konuşmuş olsaydı, sanırım ki sadaka verirdi. Onun namına sadaka versem ona ecir, var mıdır?” diye sordu. Peygamber (s.a.v.): evet, var” diye cevap verdi.”

Bu üç tane hadis bizlere, ölmüşlerimizin adına sadaka verdiğimizde yani, bir sadaka verip de ‘Bunun sevabını anamın ya da babamın vs. ruhlarına hediye ettim’ diye niyet ettiğimizde hem sadakayı verene, hem de ruhuna gönderilen kimseye sadaka sevabı yazılır. Böyle olunca bir fakire bir sadaka veren sadece kendine sadaka sevabı alır. Eğer onu bir ölüsünün ruhuna hediye ederse bir sadaka sevabı da onların defterlerine yazılır.

Ayrıca bir sadakanın sevabını rabbimiz en azından on kat vereceği, kişinin ihlas durumuna göre yedi yüz kat artıracağı, dilediğine daha fazla vereceği ayetlerle sabittir. (Bakara/261)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder