29 Mayıs 2022 Pazar

Deccal kimdir?

 

Sözlükte “bir şeyi örtmek, yaldızlamak veya boyamak” anlamındaki decl kökünden türeyen bir sıfat olup klasik kaynaklarda “âhir zamanda ortaya çıkıp göstereceği hârikulâde olaylar sayesinde bazı insanları dalâlete sürükleyeceğine inanılan kişi” diye tarif edilir.

İlâhî dinlerde kıyamet alâmetlerinden sayılan ve insanları doğru yoldan saptırmaya çalışacağı kabul edilen olağan üstü güçlere sahip kişi. (TDV. İslam Ans…)

Hadislerde otuz kadar deccal çıkacağı, bunlardan bir kısmının kendini ilah ilan edeceği, bir kısmının da kendisini peygamber ilan edeceği beyan edilmiştir. Bunların en büyüğü aşağıdaki hadislerde beyan edilen deccaldır.

Deccal İslâm ümmeti arasında ortaya çıkacaktır. Hadis-i şeriflerde deccal bir çok yönleriyle tarif edilir. Bunlardan iki tanesi de şu hadislerdir:

İbni Ömer  radıyallahu anhümâ  şöyle demiştir:

 Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Allah’a hamd ve senada bulundu, sonra da deccâldan bahsederek onun hakkında uzunca bilgi verdi. Şunları söyledi:

“Allah Teâlâ’nın gönderdiği her peygamber, ümmetini deccâl konusunda uyarmıştır. Nuh ve ondan sonraki peygamberler, ümmetlerini bu konuda uyarıp sakındırdılar. Şüphesiz ki o sizin aranızda çıkarsa, onun durumu ve hali size gizli kalmaz. Rabbinizin tek gözü kör olmadığı size gizli kalan, bilmediğiniz bir şey değildir. Deccalin ise, sağ gözü kör olup, sanki salkımından dışarı fırlamış yaş bir üzüm tanesi gibidir. (Buhârî, Meğâzî 77, Müslim, Fiten 100)

يَخْرُجُ الدَّجَّالُ فَيَتَوَجَّهُ قِبَلَهُ رَجُلٌ مِنَ المُؤْمِنِينَ، فَتَلْقاهُ المَسالِحُ، مَسالِحُ الدَّجَّالِ، فيَقولونَ له: أيْنَ تَعْمِدُ؟ فيَقولُ: أعْمِدُ إلى هذا الذي خَرَجَ، قالَ: فيَقولونَ له: أوَ ما تُؤْمِنُ برَبِّنا؟ فيَقولُ: ما برَبِّنا خَفاءٌ، فيَقولونَ: اقْتُلُوهُ، فيَقولُ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ: أليسَ قدْ نَهاكُمْ رَبُّكُمْ أنْ تَقْتُلُوا أحَدًا دُونَهُ، قالَ: فَيَنْطَلِقُونَ به إلى الدَّجَّالِ، فإذا رَآهُ المُؤْمِنُ، قالَ: يا أيُّها النَّاسُ هذا الدَّجَّالُ الذي ذَكَرَ رَسولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عليه وسلَّمَ، قالَ: فَيَأْمُرُ الدَّجَّالُ به فيُشَبَّحُ، فيَقولُ: خُذُوهُ وشُجُّوهُ، فيُوسَعُ ظَهْرُهُ وبَطْنُهُ ضَرْبًا، قالَ: فيَقولُ: أوَ ما تُؤْمِنُ بي؟ قالَ: فيَقولُ: أنْتَ المَسِيحُ الكَذّابُ، قالَ: فيُؤْمَرُ به فيُؤْشَرُ بالمِئْشارِ مِن مَفْرِقِهِ حتَّى يُفَرَّقَ بيْنَ رِجْلَيْهِ، قالَ: ثُمَّ يَمْشِي الدَّجَّالُ بيْنَ القِطْعَتَيْنِ، ثُمَّ يقولُ له: قُمْ، فَيَسْتَوِي قائِمًا، قالَ: ثُمَّ يقولُ له: أتُؤْمِنُ بي؟ فيَقولُ: ما ازْدَدْتُ فِيكَ إلَّا بَصِيرَةً، قالَ: ثُمَّ يقولُ: يا أيُّها النَّاسُ إنَّه لا يَفْعَلُ بَعْدِي بأَحَدٍ مِنَ النَّاسِ، قالَ: فَيَأْخُذُهُ الدَّجَّالُ لِيَذْبَحَهُ، فيُجْعَلَ ما بيْنَ رَقَبَتِهِ إلى تَرْقُوَتِهِ نُحاسًا، فلا يَسْتَطِيعُ إلَيْهِ سَبِيلًا، قالَ: فَيَأْخُذُ بيَدَيْهِ ورِجْلَيْهِ فَيَقْذِفُ به، فَيَحْسِبُ النَّاسُ أنَّما قَذَفَهُ إلى النَّارِ، وإنَّما أُلْقِيَ في الجَنَّةِ فَقالَ رَسولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عليه وسلَّمَ: هذا أعْظَمُ النَّاسِ شَهادَةً عِنْدَ رَبِّ العالَمِينَ.

Ebu Saîd el-Hudrî (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

“Deccal çıkacak ve müminlerden bir kimse onun tarafına doğru yönelecektir. Bu müminin karşısına silahlılar yani Deccal'in ordusunda gözetleme yapan silahlıları çıkacak ve ona;

“Nereye gitmek istiyorsun?” diye soracaklar. O da:

“Şu ortaya çıkan kimsenin yanına gitmek istiyorum” diye cevap verecek. Silahlı kimseler, o kimseye:

“Sen bizim Rabbimize iman etmiyor musun?” diyecekler. O kimse:

“Bizim Rabbimizde bir gizlilik yoktur!” diye cevap verecek. Silahlı kimseler:

“Öldürün şunu!” diyecekler. Sonra da birbirlerine:

“Rabbiniz size, kendisinden başka hiçbir kimsenin bir kimseyi öldürmesini yasak etmedi mi?” diyecekler.

Daha sonra o mümin kimseyi Deccal'a götürecekler. Mümin kimse, Deccal'i görünce ona:

“Ey insanlar! Resulullah (s.a.v.)'in andığı Deccal işte budur!” diyecek. Bunun üzerine Deccal, o mümin kimse hakkında emir verecek. Bu kimse karnı üzerine uzatılacak. Deccal:

“Onu alın ve başını yarın!” diyecek. Bunun üzerine dayaktan sırtı ve karnı döve döve ezilecek. Deccal, ona:

“Bana iman etmiyor musun” diye soracak. Mü'min de:

“ (Hayır) Sen yalancı olan Mesih Deccalsın” diye cevap verecek.

Bunun üzerine o mümin kimse hakkında emir verilip büyük bir testereyle başının ortasından başlayarak ta iki bacağının arasına varıncaya kadar iki parçaya ayrılacak. Sonra Deccal iki parçanın arasında yürüyecek. Sonra bu iki parça halinde bulunan müminin cesedine:

“Kalk!” diyecek. O da hemen kalkıp doğrulacaktır. Sonra o mümin kula yine:

“Bana iman ediyor musun?” diye soracak. Mümin kul:

“Senin hakkında ancak basiretim, imanım arttı!” diye cevap verecek. Daha sonra bu mümin kul:

“Ey insanlar! Bu adam benden sonra insanlardan hiçbir kimseye bu işi yapamayacaktır!” diyecek.

Deccal onu kesmek için derhal yakalayacaktır. Fakat müminin boynu ile köprücük kemiği arası bakır kesilecek. Deccal onu kesmeye imkân bulamayacaktır. Bunun üzerine elleriyle ayaklarından tutarak onu (ateşe) atacak. (onun cennete ve ateşe benzeyen iki yeri olacak) İnsanlar, onun cehenneme atıldığını sanacaklar. Fakat o mümin kul ancak cennete konacaktır.” (Bazı rivayetlerde bu gencin Hızır aleyhisselam olduğu ifade edilmektedir.

Resulullah (s.a.v.):

“Bu mümin kimse, alemlerin Rabbi olan Allah katında insanların en büyük şehididir” buyurdu.  (Buhârî, Fezâilu'l-Medine 9; MüslimFiten: 21-113)

Deccalın şerrinden kurtulmak isteyenlere Kehf suresinin baş tarafından bir miktar okuması ya da Camilere gitmesi tavsiye edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder