Evet vardır. Bu durum herkesin başına gelir. Bu sorunun cevabı için
Hadis-i şeriflere şöyle bir göz atalım:
عن أبي أُسَيْد بضم
الهمزة وفتح السين مالكِ بنِ ربِيعَةَ السَّاعِدِيِّ رضي اللَّه عنه قال : بَيْنا نَحْنُ
جُلُوسٌ عِنْدَ رسول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم إذ جاءَهُ رجُلٌ مِنْ
بني سَلَمة فقالَ : يارسولَ اللَّه هَلْ بقى مِن بِرِّ أَبويَّ شىءٌ أَبرُّهُمَا
بِهِ بَعدَ مَوْتِهِمَا ؟ فقال : « نَعَمْ ، الصَّلاَة علَيْهِمَا ، والاسْتِغْفَارُ لَهُما ،
وإِنْفاذُ عَهْدِهِما ، وصِلةُ الرَّحِمِ التي لا تُوصَلُ إِلاَّ بِهِمَا ،
وإِكَرَامُ صَدِيقهما »
Ebû Üseyd Mâlik İbni Rebîa
es-Sâidî radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir gün biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda
otururken Selemeoğulları kabilesinden bir adam çıkageldi ve:
- Yâ Resûlallah! Anamla babam öldükten sonra onlara yapabileceğim bir
iyilik var mı? diye sordu.
Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
– “Evet, onlara dua eder günahlarının bağışlanmasını dilersin;
vasiyetlerini yerine getirirsin; akrabasını koruyup gözetirsin; dostlarına da
ikramda bulunursun.” (Ebû
Dâvûd, Edeb 120 İbni Mâce, Edeb 2)
Açıklamalar
Peygamber Efendimiz’e bu soruyu soran sahâbînin hayırlı bir evlat olduğu
anlaşılıyor. Ebeveyni hayattayken onlara karşı evlatlık görevini yapmış olmalı
ki, ölümlerinden sonra yapılacak bir başka hizmet bulunup bulunmadığını
öğrenmek istiyor. Peygamber Efendimiz de bu hayırlı evlâda ebeveynin ölümünden
sonra yapılması gereken bazı görevleri hatırlatıyor:
Birinci görev: Onlara dua edip günahlarının bağışlanmasını dilemek. 951
numaralı hadiste görüleceği üzere, bir ana baba ölür de, geride kendilerine dua
eden bir çocukları kalırsa, amel defterleri hiç kapanmaz, kendilerine devamlı
sevap yazılır. Ana babanın ölümünden sonra bir evlâdın onlara yapacağı ilk dua,
onların cenâze namazını kılmaktır. Çünkü cenaze namazı ölü için bir duadan
ibarettir. İyi bir evlat hayatı boyunca her fırsatta ana babasına dua eder.
Kur’ân-ı Kerîm bir evlâdın ana babasına nasıl dua etmesi gerektiğini öğretir.
Bu dualardan biri şöyledir:
“Yüce Rabbim! Onlar beni küçüklüğümde nasıl koruyarak büyüttülerse,
sen de onlara öyle acı ve esirge!” [İsrâ sûresi (17), 24].
Hz. İbrâhim’in ana ve babası için yaptığı, “Rabbenağfir-lî ve
li-vâlideyye ve lil-mü’minîne yevme yekûmül hisâb : Rabbim! Hesap
sorulduğu gün beni, anamı babamı ve mü’minleri bağışla!” [İbrâhim sûresi (14), 41] duasını,
namazlarımızda hep okuruz.
Hz. Nûh’un da ana ve babası için buna benzer bir duası vardır [Nûh
sûresi (71), 28].
İkinci görev: Vasiyetlerini yerine getirmek. Hayatlarında
yapmaya fırsat bulamadıkları veya ölümlerinden sonra yapılmasını uygun
gördükleri bazı görevleri veya hayırları onlar adına yapmak gerekir.
Üçüncü görev: Akrabasıyla ilgilenmek. Diğer bir ifadeyle
onlar sayesinde kendileriyle akrabalık bağı kurulan kimseleri görüp gözetmek.
Baba tarafından amcalar, amca çocukları ve diğer yakınlar; anne tarafından
dayılar, dayı çocukları ve diğer yakınlar bizim akrabamızdır. Onlarla anne ve
babamız sayesinde akraba olmuşuzdur. Bu akrabalığı devam ettirmek bizim
görevimizdir. Gerektiğinde yardımlarına koşmak, zaman zaman hatırlarını sorup
gönüllerini almak anne ve babamıza duyduğumuz sevgi, saygı ve bağlılığın bir
göstergesidir.
Dördüncü görev: Ana ve babanın dostlarına iyilik ve ikram etmek.
Ana ve babanın devamlı görüşüp konuştuğu, kendilerine yakınlık duyduğu
kimseler; huyları, hayat görüşleri ve bazı alışkanlıklarıyla bize ana ve
babamızı hatırlatırlar. Ana ve baba dostlarını görünce, ebeveynimizi görmüş
gibi oluruz. Onlara iyilik etmekle, artık kendilerine ikramda bulunma şansını
yitirdiğimiz ana ve babamıza ikram etmiş gibi oluruz.
Güzel dinimiz bize bu görevi vermekle, hâtıralara saygılı olmanın ve
onları yaşatmanın güzelliğini de ortaya koymaktadır.
İslam alimlerinin büyük çoğunluğu, okunan, Ya Siin’in, hatm-i şerifin,
nafile olarak yaptığı haccın, umrenin, nafile olarak kıldığı namazın, kestiği
kurbanın sevabını da vefat etmişlerinin ruhlarına hediye edilmesini caiz görmüşlerdir.
Ölmüşler adına yapılacak her türlü iyiliğin ve ibadetin sevabının
onlara ulaştığı kabul edilmiştir. Hatta Hz. Peygamber’in, “Sizin hediyeye
sevindiğiniz gibi ona sevinirler” buyurduğu nakledilmiştir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Ana ve baba henüz hayattayken ve onların hayır dualarını alma
fırsatı varken, bir evlat bu fırsatı iyi değerlendirmelidir.
2. Ölümlerinden sonra çocukları onlara dua etmeli ve Cenâb-ı Hak’dan
günahlarını affetmesini dilemelidir.
3. Vasiyetlerini uygulamalı, dine ters düşmeyen arzularını yerine
getirmelidir.
4. Akrabasıyla ilgiyi devam ettirmeli ve onları koruyup gözetmelidir.
5. Dostlarının hatırını sayıp onlara iyilik ve ikramda bulunmalıdır.
6. Ölüler adına hayır hasenât yapmak sadaka vermek câizdir.
7. Adlarına yapılan iyiliklerin sevabı ölülere ulaşır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder