Hindistan’da bir alim, bir gurup arkadaş görür. Uzaktan
geldikleri, aç susuz oldukları belli. Onlara güler yüz gösterdikten sonra şöyle
bir nasihatte bulunur: Biliyorum çok açsınız. Fakat Allah aşkına gittiğiniz
yolda fil yavruları görürsünüz, sakın onları avlayıp yemeyin. Onların anneleri
pusuda onlara bakar durur. Eğer yavruyu öldürürseniz, annesi mutlaka sizden
öcünü alır.
Bunlar giderlerken gerçekten de küçük bir fil
yavrusuna rastlarlar. Avlamaya yeltenirler. İçlerinden birisi: Alim adamın
dediklerini ne çabuk unuttunuz! Sakın bu yavruya dokunmayın, der. Ancak öbürleri:
hem karnımız aç, hem de biz buradan çekip gideriz. Buralarda fil falan
görünmüyor, derler ve filin yavrusunu kesip kebap yapıp yerler ve oradan
uzaklaşırlar.
Bir müddet sonra münasip bir yerde konaklarlar. Bunlar
tam uyudukları sırada bir fil bunların yanlarına çıka gelir. Korkularından hiçbir
şey yapamazlar. Fil gelir en kenarda bulunan ve yavrunun etini yemeyen adamın
yanına gelir ve ağzını iyice koklar. Sonra onu bırakıp yanındakine gelir onun
ağzını da koklar. Hortumuyla yakaladığı gibi kaldırıp yere vurur ve öldürür. Sırayla
diğerlerini de öldürür. Böylelikle nasihat tutan, nefsine hakim olup sabreden
ise kurtulur. (Mesnevi’den)
Allah’ın veli kullarının sevgisi, Allah’a, filin
yavrusuna olan sevgisinden daha fazladır. Hakk’ın kullarını gıybet ederek
onların etlerini yersin de her şeyden haberdar olan Yüce Mevla o gıybet ettiğin
kullarının öcünü almaz mı?
عنْ أبي هُرَيرةَ رضي اللَّه عنهُ أنَّ رسُول اللَّه صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : « أَتَدْرُونَ ما الغِيبةُ؟» قَالُوا : اللَّه
ورسُولُهُ أَعْلَمُ . قال : « ذِكرُكَ أَخَاكَ بما يكْرَهُ » قِيل : أَفرأيْتَ إن
كان في أخِي ما أَقُولُ ؟ قَالَ : « إنْ كانَ فِيهِ ما تقُولُ فَقَدِ اغْتَبْته ،
وإنْ لَمْ يكُن فِيهِ ما تَقُولُ فَقَدْ بهتَّهُ »
Ebû
Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- "Gıybet nedir, bilir misiniz?"
-
Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber:
-
"Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır"
buyurdu.
-
Söylenen ayıp eğer o kardeşimde varsa, ne
dersiniz?" diye soruldu.
-
"Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o
zaman ona iftira ettin demektir," buyurdu. (Müslim, Birr
70; Ebû Dâvûd, Edeb 35; Tirmizî, Birr 23)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder