7 Ağustos 2020 Cuma

Sıdk ve Sadakat

 

Ne pahasına olursa olsun verdiği sözü yerine getirmek, sözde sadakattır. Karşıtı hiyanettir.

Sadakat: Doğruluk, gerçeğe uygun olan doğru sözdür. Garaz lekesinden temizlenmiş ve her yönden halis olan bir dostluk da sadakattir. Herhangi bir doğruluğa da sadakat denir. Doğruluğun karşıtı yalandır.

Sadakatin karşılığı hıyanettir, doğruluktan yoksun olmaktır. İnsanlara sıdk ve sadakat yakışır. Yalancı bir kimseyi ne Allah sever, ne de kulları... Yalan haramdır. Yalancı bir kimsenin insanlık bakımından hiç bir kıymeti olamaz. Söylediği yalan sözleri ile insanları aldatan, yaptığı hile ve uydurmalarla ötekini berikini saptırmaya çalışan kimseler çok büyük günahkârdır.

Bir hadis-i şerifte buyrulmuştur:  “Bize hıyanet eden bizden değildir. Hile ve aldatmayı yapanlar cehennemdedirler.” “Sonuç olarak, insanın sözü de, özü de doğru olmalıdır. Doğru olmayanlar için mutluluk kapıları kapalıdır. İslamiyet gibi, hikmet ve gerçek esasları üzerinde kurulmuş bir dinde doğruluğa aykırı bir şey asla yer bulamaz.”

Bunlara birkaç örnek vermek istiyorum:

ما مَنَعَنِي أَنْ أَشْهَدَ بَدْرًا إلَّا أَنِّي خَرَجْتُ أَنَا وَأَبِي حُسَيْلٌ، قالَ: فأخَذَنَا كُفَّارُ قُرَيْشٍ، قالوا: إنَّكُمْ تُرِيدُونَ مُحَمَّدًا، فَقُلْنَا: ما نُرِيدُهُ، ما نُرِيدُ إلَّا المَدِينَةَ، فأخَذُوا مِنَّا عَهْدَ اللهِ وَمِيثَاقَهُ لَنَنْصَرِفَنَّ إلى المَدِينَةِ، وَلَا نُقَاتِلُ معهُ، فأتَيْنَا رَسولَ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عليه وسلَّمَ، فأخْبَرْنَاهُ الخَبَرَ، فَقالَ: انْصَرِفَا، نَفِي لهمْ بعَهْدِهِمْ، وَنَسْتَعِينُ اللَّهَ عليهم.

Kureyş müşrikleri, Huzeyfe el-Yeman'la babası Huseyl'i Bedir'e giderlerken yakaladılar ve onlara: "Herhalde siz Muhammed'in yanına gitmek istiyorsunuzdur?" dediler.

Onlar da: "Bizim Medine'ye gitmekten başka bir maksadımız yok!" dediler. Bunun üzerine, Medine'ye gitmek, Peygamberimiz Aleyhisselamla birlikte bulunmamak ve çarpış­maya katılmamak üzere, kendilerinden kesin söz aldılar. Fakat Huzeyfe ile babası, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına geldiler. Başlarından geçeni Peygamberimiz Aleyhisselama anlattılar.

Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara: "Medine'ye dönünüz! Onlara vermiş olduğunuz sözü yerine getiriniz! Biz de, müşriklere karşı, Allah'ın yardımını dileriz!" buyurdu.[1]

İşte sözde sadakat budur. O anda Müslümanlara daha çok asker lazım olduğu halde Hazreti Peygamber (s.) onlara “"Medine'ye dönünüz! Onlara vermiş olduğunuz sözü yerine getiriniz! Biz de, müşriklere karşı, Allah'ın yardımını dileriz” demiştir.

Ayet-i kerimede ise sadakat sahipleri şöyle ifade ediliyor:

“İman edenler ancak, Allah'a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin, sadıkların, sadakat gösterenlerin ta kendileridir.”[2]

Yüce Rabbim bizleri o sadık kullarıyla beraber haşretsin. Amin.



[1] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 395, Müslim,Cihad ve’s-Siyer 35 (98)

[2] Hucurat/15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder