28 Ekim 2020 Çarşamba

Hazreti İbrahim’in vefatı


Hazreti Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem)e  Mısır meliki Mukavkıs tarafından hediye edilen Hazreti Mariye (Meryem)den doğan sevgili Peygamber Sallallahü aleyhi ve sellem’in oğlu İbrahim, hicretin 8. senesi dünyaya geldi. Doğumunun 7. Günü Efendimiz akika kurbanı kesti, saçlarını tıraş ettirdi ve saçlarının ağırlığı kadar gümüş tasadduk etti. Ve hicretin 10. senesi, Rebiülevvel ayının on’u, on sekiz aylık (1.5 yaşında) iken Salı günü vefat etti. (Ebu Davud Cenaiz/ 48-53)

Peygamberin oğlu Hazreti İbrahim’in vefat ettiği gün güneş tutulmuştu. İnsanlar: “Peygamberin oğlu öldüğü için güneş tutuldu” demişlerdi. Resûlullah (s.) bunu duyunca bir hutbe irad etti ve hamd ü senadan sonra şöyle buyurdu:

‏ ‏إن الشمس والقمرايتان من آيات الله وإنهما لا يخسفان لموت أحد ولا لحياته فإذا رأيتموهما فافزعوا للصّلاة وادعوا الله وتصدقوا

“Güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir (belgedir). Onlar hiç kimsenin ne hayatı, ne de ölümü için tutulmazlar. Onların tutulduğunu gördüğünüzde namaz kılın, dua eden ve sadaka verin.”

Hazreti İbrahim’in vefatında efendimizin gözleri yaşlarla dolmuştu. Sen de mi ağlıyorsun? dediler.

إن العين تدمع والقلب يحزَن ولا نقول إلا ما يُرضِى ربَّنَا وإنا بفراقك يا إبراهيم لمحزونون

“Göz yaşarır, kalb üzülür; biz ancak rabbimizin razı olduğu şeyleri söyleriz. Senin ayrılmana çok üzgünüz ya İbrahim” buyurdu. (Buhari Cenaiz/44, Müslim Fezail/62)

Kabrin kenarında çakıl taşları gördü,  onları mübarek elleriyle düzeltirken sahabiler merak edip sebebini sorunca: “Bu ölüye ne fayda, ne de zarar verir. Ancak hayattakilerin gözüne hoş görünür, dedi ve devam etti:

انَََّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ

 “Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi  sağlam ve iyi yapmasından hoşnut ve razı  olur.”  buyurdu. (Taberani Mu’cemü’l-Evsat 1/275, Beyhakî İman 4/334)

Efendimiz, ilk defa Kabrin üzerine orada su dökmüş ve yakınında duran bir taşı da baş ucuna dikmiştir.

Buna benzeyen bir hadise de Hazreti Peygamber (s.)in torununun (kızı Zeyneb’in oğlunun) vefatıdır.

Üsâme İbni Zeyd İbni Hârise radıyallahu anhümâ’dan nakledildiğine göre o şöyle dedi:

Kızı (Zeynep), Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e:

- Oğlum ölmek üzeredir, lutfen bize kadar geliniz, diye haber gönderdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

 - “Alan da veren de Allah’tır. O’nun katında her şeyin belli bir vakti vardır.  Sabretsin ve ecrini Allah’tan beklesin”, buyurarak kızına selâm gönderdi.

Bunun üzerine Kızı, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e;

- Ne olur, mutlaka gelsin, diye tekrar haber yolladı.

Bu defa Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yanında Sa’d İbni Ubâde, Muâz İbni Cebel, Übeyy  İbni Kâ’b, Zeyd İbni Sâbit ve başka bazı sahâbîler olduğu halde kalkıp kızına gitti. Çocuğu Hz. Peygamber’e verdiler, kucağına aldı. Yavrucak pek zor nefes almaktaydı. Resûlullah’ın gözlerinden yaşlar boşandı.

Durumu gören Sa’d İbni Ubâde:

- Ey Allah’ın Resûlü, bu ne haldir? dedi.  Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de:

- “Bu, Allah’ın, kullarının kalbine koymuş olduğu merhamet duygusudur” buyurdu.

Hadisin bir başka  rivâyetinde  Hz. Peygamber, “Bu, dilediği kullarının  kalbine Allah’ın koyduğu bir rahmettir. Zaten Allah ancak, merhametli kullarına rahmet eder” buyurmuştur. (Buhârî, Cenâiz 33, Müslim, Cenâiz, 9, 11)

Hadislerden Öğrendiklerimiz

1. Feryâd ü figân etmeksizin ölüye ağlamak câizdir.

2. Fazilet sahibi kişileri ölmek üzere olan hastanın yanına getirmek, gelmek istemezlerse, gerekiyorsa  ısrar etmek câizdir.

3. Ölüm olayından önce ölünün yakınlarına sabır tavsiye edilir.

4. Çocuk da olsa hasta ziyareti meşrudur ve bu ziyarete izinsiz de gidilebilir.

5. Niyâha yani  bağıra-çağıra ağlamak, ağıt yakmak haramdır.

6. Sessizce dökülecek gözyaşı, kalpteki şefkat ve merhametin göstergesidir.

7. Hz. Peygamber hüznü ve elemi ile de ümmetine örnektir.

8. Ölen kimsenin ardından gözyaşı dökmekte hiç bir sakınca yoktur.

9. "Muhakkak ki ölü, ehlinin üzeri­ne bağırıp çağırmalarıyla azap duyar." (Buhari cenaiz/42-43) hadisinde yasaklanan ağlama, ölünün hayatta yaptığı işlerini sayıp dökerek ve mersiyeler, ağıtlar düzerek, yaka paça yırtarak ağlamaktır ki, kesinlikle haram ve yasaktır. Bu şekilde ağla­maktan şiddetle sakınmak gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder