وَلِكُلٍّ دَرَجَاتٌ مِمَّا عَمِلُوا
“Herkesin amellerine göre dereceleri vardır” (En’am/132)
Her insanın, öleceği zaman pişman olacağı bir tek şey vardır, o da yapma imkânı varken yapmadığı Salih ameller.
Salihlerden biri evinin içine bir kabir kazmış, her Perşembe günü o kabire girer, yatar ve şu ayeti okurmuş:
رَبِّ ارْجِعُونِ * لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحافيما تَرَكْتُ
“Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım.”(Mü’minûn/99-100) Sonra kendi kendine: “Kalk! İşte geri çeviriyoruz, buyur, kalk” dermiş nefsine ve kalkarmış.
Bu hikâyenin aslının olup olmadığı önemli değil, verdiği mesaj önemlidir. Çünkü her insan öleceği zaman ‘Daha çok amel, hayır yapsaydım’ diye eseflenecektir.
Hadis-i şerifte de şöyle buyurulur:
“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak 1. Tirmizî, Zühd 1)
İşte bunun için bir atasözünde “Vakit kılıç gibidir, sen onu kesmezsen, o seni keser.” Giden vakit de bir daha geri gelmez. Giderken, gelirken, iş yaparken dilimiz (Sübhanallah, Elhamdü lillah, Allahü Ekber, La ilahe illallah) gibi zikirleri söyleyip dursa yarın mahşer gününde bunların dağlar gibi sevabı karşımıza çıktığında ne kadar sevineceğimiz bir düşünün!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder