Hafız ve hafızlık*

el-Hafîz olan Allah’ın adıyla!

Bizi yaratan, yaratıp da başıboş bırakmayan, bizi her daim koruyup kollayan Allah’ın adıyla!

Kelâmını; ona önünden, arkasından hiçbir batılı yaklaştırmayacak şekilde koruyup bizleri de bu Kur’an hazinesinin koruyucuları, muhafızları kılan Rabbimize hamdolsun.

Hafız, Kur’an’ın kendisidir; Allah’ın, kelamının yeryüzündeki sesi olsun diye seçtiğidir. Bedir’de Ashab-ı Kiram’ı hiçbir vesileye gerek duymadan korumaya kadir olan Rabbimiz nasıl ki binlerce meleği yardımının taşıyıcısı, ümidi tükenmiş sahabenin müjdesi kıldı, hafızları da Kur’an sancağının taşıyıcıları, ümmetin müjdesi, güvencesi eyledi.

Yalnızca Kur’an’ı tümüyle ezberleyen değildir hafız; bu yola bedeniyle, ruhuyla, tüm kalbiyle ilk adımını atan herkestir. Çünkü seçilmiştir hafız, bizzat Allah seçmiştir onu; ister kelamını küllüyle açsın ona, ister bir ayetin hafızı kılsın. O, seçilmiş peygamberin seçilmiş ümmetidir.

Rasul-ü zişanımız

Ne zorluklar çekmişti

Bir “Oku!” emri için

Tam kırk yıl gerekmişti

Ve hafızın gönlü Nur Dağı, ömrü Leyle-i Kadir’dir. Her vahyin şiddetinden titremesine rağmen, vahiy geciktiğinde gönlü dertle dolan Peygamber aleyhisselam misali, düşüp kalkmalara aldırmadan yürüyen, sevdasından asla vazgeçmeyendir hafız.

Öyle mübarektir ki

Onun her bir hecesi

Rahman’ın selamıyla

Dolar Kadir Gecesi

Hafızdır o, korur; hem mushaftan hece hece diline taşıdığını, hem dilinden nakış nakış kalbine işlediğini… Batılı yaklaştırmaz ona, fazladan bir harf katmaz. Bir hükmüne karşı gelme korkusuyla yüreği ağzındadır hep.

Hem mahfuzdur o, Allah’ın kelamını koruması onun da korunmasına vesiledir. Namazın, sahibini kötülüklerden koruduğu gibi, Kur’an da hafızını korur.

Haber geldi: Ya Sıddık!

Şehit düştü hafızlar

Eyledi Kur’an’ı cem

O ulvi muhafızlar

Emindir hafız; Allah’ın göklere, yere ve dağlara teklif edip de onların yüklenmekten çekindiği, korktuğu emaneti “yük” bilmeden kabul edendir. Onu sırtında yük değil; kalbinde genişlik, göğsünde ferahlık olarak kıyamete kadar taşıyandır.

Öyle bir kelam ki o,

Şayet inseydi dağa

Paramparça görürdün

Dağı baştan ayağa

Umutla beslenir hafızlık, korku örtemez hafızın Kur’an sevdasını. Zira o, Allah’ın, korkuların en büyüğünden emin kıldığıdır. O’nun gölgesinden başka gölgenin olmadığı günde, gölgesine eriştirdiği kullarındandır. Gençliğini Rabbine ibadetle geçiren, ömrünü Kelâmullah yoluna adayandır hafız…

Ve Sura üflenip de

Emvata seslenilir

Hafızlar sıralanıp

Onlara şöyle denir;

Oku, ey Hafız oku!

Oku ki yükselesin

Rahman’ın cennetinde

Asla dinmesin sesin…

*

Bu yazı 2020 yılında hafızlığını tamamlayan H. S. U. isimli kızımızın, taç merasiminde konuşmak için hazırladığı yazıdır.