عنْ أُمِّ المؤمِنِينَ أُمِّ حبِيبَةَ رَمْلةَ بِنتِ أَبي سُفيانَ رضيَ
اللَّه عَنهما، قَالتْ: سَمِعْتُ رسولَ اللَّه ﷺ
يقولُ: مَا مِنْ عبْدٍ مُسْلِم يُصَلِّي للَّهِ تَعَالى كُلَّ يَوْمٍ
ثِنْتَيْ عشْرةَ رَكْعَةً تَطوعًا غَيْرَ الفرِيضَةِ، إِلاَّ بَنَى اللَّه لهُ
بَيْتًا في الجَنَّةِ، أَوْ: إِلاَّ بُنِي لَهُ بيتٌ فِي الجنَّةِ
Mü’minlerin annesi, Ebu Süfyan’ın
kızı Hazreti Ümmü Habibe (r.a.) şöyle rivayet eder: “Ben Resulullah Sallallahü
aleyhi ve sellem’den şöyle işittim: “Müslüman bir kul, Allah rızası için,
farzlardan başka, her gün on iki rekat namaz kılarsa Allah onun için cennette
bir ev bina eder. Ya da (onun için cennette bir ev (köşk) yapılır”. (Müslim, salatü’l-müsafirin/15 H. No:
728)
Burada dikkat çeken bir cümle
var, o da “Her gün” sözüdür. Yani her gün on iki rek’at sünneti kılana her gün
cennette bir köşk bina edilir, demektir.
وعَنِ ابنِ عُمَر رَضيَ
اللَّه عنْهُما، قالَ: صَلَّيْتُ مَعَ رسُول اللَّهِ ﷺ رَكْعَتَيْنِ قَبْلَ الظُّهْرِ، وَرَكْعَتَيْنِ بَعْدَهَا، ورَكْعَتيْنِ
بَعْدَ الجُمُعةِ، ورَكْعتيْنِ بَعْد المغرِبِ، وركْعتيْنِ بعْد العِشَاءِ. متفقٌ
عَلَيهِ.
İbn-i Ömer (r.a.) şöyle demiştir: Ben Hazreti
Peygamber Sallallahü aleyhi ve sellem ile iki rek’at öğleden önce, iki rek’at
öğleden sonra, iki rek’at Cuma’dan sonra, iki rek’at akşamdan sonra, iki rek’at
yatsıdan sonra (Sünnet ) namaz kıldım.
Tirmizi’nin rivayeti ise şöyledir:
عن أم حبيبة رضي الله عنها:قالت : قال رسول الله صلّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ "من صلى في يوم
وليلة ثنتي عشرة ركعة بني له بيت في الجنة: أربعاً قبل الظهر، وركعتين بعدها،
وركعتين بعد المغرب، وركعتين بعد العشاء، وركعتين قبل صلاة الفجر".
Ümmü Habib (r.a.)’den: Her kim bir gün ve gecede on
iki rek’at namaz kılarsa onun için cennette bir bina inşa edilir. Bunlar: dört
rek’at öğleden önce, iki rek’at öğle(nin farzından) sonra, iki rek’at Akşam(ın
farzın)dan sonra, iki rek’at yatsıdan sonra, iki rek’at da sabah namazının
farzından önce kılınan namazlardır. (Tirmizi
Salat/193 H. No:415) Bu hadiste
kastedilen nafileler vakit namazlarındaki müekked sünnetlerdir.
Kuşluk (Duha) namazıKuşluk namazının sünnet olup olmadığına dair epey rivayet var. Onlardan birkaç tanesi:
عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ
اللَّهُ عَنْهَا ، قَالَتْ :
مَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ سَبَّحَ سُبْحَةَ الضُّحَى ، وَإِنِّي لَأُسَبِّحُهَا
Hazreti Aişe (r.a.)den: Ben, Sallallahü aleyhi ve selem’in duha kuşluk
namazını kıldığını görmedim. Oysa ben onu müstehab görüyorum. . (Buhârî, Teheccüd 32; Müslim, Müsâfirîn 77)
عن أبي الدرداء أو أبي ذر عن رسول الله صلى
الله عليه وسلم عن الله عز وجل أنه قال:"ابن آدم اركع لي من أول النهار أربع
ركعات أكفك آخره" {رواه الترمذي. قال:"حديث حسن(
Ebu’d-Derdâ ve Ebu Zerr (r.anhüma)dan: Resûlullah
Sallallahü aleyhi ve sellem Allahü Teâlâ’dan şöyle rivayet etmişlerdir: “Adem
oğlu! Günün evvelinde dört rek’at namaz kıl, geri kalanına ben kefil olurum;
sana yeterim.” (Tirmizi Salat/475 Hadis, hasen,
ğaribdir)
قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:"من صلى الغداة
(الصبح) في جماعة ثم قعد يذكر الله حتى تطلع الشمس ثم صلى ركعتين كانت له كأجر حجة
وعمرة". قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:"تامة تامة".{رواه
الترمذي وقال:"حديث حسن"
Hazreti Peygamber Sallallahü aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Her kim ki sabah namazını cemaatle kılar, sonra güneş doğana kadar
Allah’ı zikrederek oturur ve sonra da iki rek’at namaz kılarsa, hac ve umre
yapmış gibi sevap olur.” (Tirmizi Hadis-i Hasendir dedi.)
عن عبد الله بن شقيق قال : سألت عائشة هل كان رسول
الله صلى الله عليه و سلم يصلي الضحى ؟ قالت : لا إلا أن يجيء من مغيبه
Abdullah b. Şakîk (r.a.)der ki: Hazreti Aişe’ye
‘Resûlullah Sallallahü aleyhi ve sellem kuşluk namazı kılar mıydı?’ diye
sordum; hayır, sadece seferden geldiği zaman kılardı, dedi.
(Müslim)
عن أنس رضي
الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: ((مَن صلى الضحى ثنتَي عشرةَ
ركعةً بنَى الله له قصرا من ذهب في الجنة) رواه الترمذي،حديث غريب
Ayrıca Hazreti Enes (r.a.)'dan rivayet
edilen hadiste, Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim kuşluk
namazını on iki rek'at kılarsa, Allah Teala Hazretleri cennette onun için altın’dan
bir köşk bina eder." Tirmizi, Salat 346, (473) Tirmizi “hadis
ğaribdir” dedi.
وذكر عن ابن أبي ليلى قال : ما حدثنا أحد
أنه رأى النبي صلى الله عليه وسلم يصلي الضحى غير أم هانئ ،
فإنها قالت : إن النبي )صلى الله عليه وسلم ( دخل بيتها يوم فتح مكة ، فاغتسل ، وصلى ثمان ركعات ، فلم أر صلاة قط
أخف منها ، غير أنه يتم الركوع والسجود
Ebu Leyla der ki: Ümmühânî’den başka hiçbir kimse bana Hazreti
Peygamber (s.)in kuşluk namazını kıldığını gördüklerini söylemedi. Ümmühânî
rivayeti ise şöyledir: Hazreti Peygamber Sallallahü aleyhi ve sellem Mekke’nin
fethi günü Ümmühani’nin evine girdi, gusül etti ve sekiz rekat namaz kıldı ki
bu kadar hafif namaz kıldığını hiç görmemiştim. Ancak rükû ve secdelerini tam
yapıyordu. (Tirmizi Salat/346
h. No:474 Tirmizi: Hadis Hasen ve sahihtir, dedi.)
قال صلى الله عليه وسلم:"من حافظ على شفعة
الضحى، غفرت له ذنوبه، وإن كان مثل زبد البحر".{رواه الترمذي وابن ماجة(
"Kim kuşluk vaktinde
namaz kılmaya devam ederse, günahları deniz köpüğü kadar dahi olsa (kul hakkı
hâriç) mağfiret olunur."(Tirmizi Salat/476, İbn Mâce
İkâmetu's-Salavât, 187)"Kim iki rekât duhâ namazı kılarsa o kimse gafil kimselerden olmaz. Kim duhâ namazını dört rekât kılarsa Allah'a ibadet eden kimselerden olur. Kim bu namazı altı rekât kılarsa o gün ona duhâ namazı olarak kâfi gelir. Kim yine bu namazı sekiz rekât kılarsa, Allah o kimseyi kendisine itaat eden kimselerden kabul eder. Ve kim ki bu duhâ namazını on iki rekât kılarsa Allah ona Cennet'te bir köşk yapar. " (Taberani Ebu’d-Derdâ (r.a.)den, et-Tahtavî, 321)
Hz. Âişe'den "Rasûlullah (s.a.v.) duhâ namazını dört rekât kılar ve dilediği kadar da artırırdı." (İbn-i Mace ikametü’s-Salah/187 H. No:1381)
عنْ أَبي هُريرةَ رَضي اللَّه عنْهُ ، قال : أوصَاني خَليلي صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم بصِيامِ ثَلاثَةِ أَيَّامٍ مِن كُلِّ شهر ، وركْعَتي
الضُّحَى ، وأَنْ أُوتِرَ قَبل أَنْ أَرْقُد » متفقٌ عليه .
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Dostum
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana her ay üç gün oruç tutmayı,
iki rek`at kuşluk namazı kılmayı ve uyumadan önce vitri edâ etmeyi tavsiye
buyurdu.
Ölene kadar onu terk etmeyeceğim.) (Buhârî, Teheccüd 33, Savm 60; Müslim, Müsâfirîn
85, Ebû Dâvûd, Vitir 7)
وعَنْ عائشةَ رضيَ اللَّه عَنْها ،
قالتْ : كانَ رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يصلِّي الضُّحَى أَرْبعاً
، ويزَيدُ ما شاءَ اللَّه .
Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: “Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem kuşluk namazını dört rek`at kılar, Allah’ın
dilediği kadar da artırırdı.” (Müslim, Müsâfirîn 78, 79)
وعنْ أُمِّ
هانيءٍ فاخِتةَ بنتِ أَبي طالبٍ رَضِيَ اللَّه عنْها ، قَالتْ : ذهَبْتُ إِلى رسول
اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم عامٍ الفَتْحِ فَوجدْتُه يغْتَسِلُ ،
فَلَمَّا فَرَغَ مِنْ غُسْلِهِ ، صَلَّى ثَمانيَ رَكعاتٍ ، وَذلكَ ضُحى . متفقٌ
عليه
Ümmü Hânî Fâhite Binti Ebû Tâlib radıyallahu
anhâ şöyle dedi:
Mekke’nin
fethedildiği yıl Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i ziyarete
gittim. O sırada yıkanıyordu. Yıkanması bitince sekiz rek`at namaz kıldı. Vakit
kuşluk zamanıydı.
(Buhârî,
Teheccüd 31; Müslim, Hayz 71, Müsâfirîn 81 Ebû Dâvûd, Tatavvu 12; Tirmizî,
Vitir 15)
Açıklamalar
Yukarıdaki
hadislerin bir kısmında Resûlullah Efendimiz kuşluk namazının iki rek`at
kılınmasını tavsiye etmekte, bir kısmında ise, onun bu namazı genellikle dört
rek`at, bazan daha fazla kıldığını belirtmekte, başka bir hadiste ise Peygamber
Efendimiz’in amcası Ebû Tâlib’in kızı Ümmü Hânî, Resûl-i Muhterem Efendimiz’i
kuşluk vakti sekiz rek`at namaz kılarken gördüğünü, hatta bazı rivayetlere göre
bu namazı çabucak kıldığını söylemektedir. Kuşluk namazının iki, dört ve sekiz
rek`at olarak kılınmasına bakarak, bizim bu namazı kaç rek`at kılmamız
gerektiği sorulabilir.
İlk
iki hadiste, bazı sevdiklerine ve ümmetine Peygamber Efendimiz’in iki rek`at
kuşluk namazı kılmayı tavsiye etmesi, bu namazın diğer nâfile namazlar gibi iki
rek`attan az olmayacağını göstermektedir. Bununla beraber Efendimiz kuşluk
namazını, Hz. Âişe’nin rivayetinde gördüğümüz gibi dört rek`at kılmıştır. Hz.
Âişe’den Peygamber Efendimiz’in kuşluk namazıyla ilgili farklı rivayetler
vardır. Bu rivayetlerin bir kısmına göre Peygamber aleyhisselâm kuşluk
namazını sadece seferden döndüğü zaman kılmıştır (Müslim, Müsâfirîn 75, 76).
Yine Âişe vâlidemizden gelen bir başka rivayete göre ise, kendisi kuşluk namazı
kılmakla beraber Resûlullah bu namazı kılmamıştır. (Buhârî, Teheccüd 32;
Müslim, Müsâfirîn 77). Riyâzü’s-sâlihîn müellifi Nevevî Sahîh-i
Müslim şerhinde, birbirine zıt gibi görünen bu iki hadisi şöyle
açıklamaktadır: Peygamber aleyhisselâm kuşluk namazını faziletinden dolayı
bazan kılar, bazan da ümmetine farz olur endişesiyle kılmazdı. Ebû Saîd
el-Hudrî’nin şu tesbiti de bu yorumu desteklemektedir:
“Peygamber
aleyhisselâm kuşluk namazını bazan devamlı kılardı. Biz, artık kuşluk
namazını bırakmayacak, derdik. Bazan da hiç kılmazdı. O zaman da, Resûlullah artık kuşluk namazı kılmaz derdik.” (Tirmizî, Vitir
15).
Şu
da unutulmamalıdır ki, Peygamber aleyhisselâm kuşluk vakti genellikle
evde olmazdı. Bu saatlerde hanımlarının yanında olsa bile, Hz. Âişe’ye ancak
sekiz, dokuz günde bir sıra gelebilirdi. İşte bu sebeple Hz. Âişe Peygamber
Efendimiz’in kuşluk namazı kıldığını nâdiren görürdü. Resûl-i Ekrem’in kuşluk
namazı kılmadığına dair rivayetleri bir genelleme olarak değerlendirmek daha
uygundur. Nitekim ibadete düşkünlüğü ile bilinen büyük sahâbî Abdullah İbni
Ömer, kuşluk namazının sünnet olmadığını söylemekte, Peygamber Efendimiz ile
Hz. Ebû Bekir’in ve babası Hz. Ömer’in bu namazı kılmadığını ileri sürmektedir.
Peygamber Efendimiz’in ibadetleri hakkında bize bilgi veren her sahâbî,
şüphesiz bizzat gördüklerini nakletmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi kuşluk
namazı hakkındaki rivayetler, Allah’ın Resûlü’nün bu namazı her zaman
kılmadığını, kıldığı zaman da, o andaki meşguliyetine göre farklı sayılarda
kıldığını göstermektedir.
Fazla
kuvvetli görülmeyen bir rivayete göre ise Resûl-i Ekrem kuşluk namazını on iki
rek`at kılmış, on iki rek`at kuşluk namazı kılmanın sevabından bahsederek:
“Kim
on iki rek`at kuşluk namazı kılarsa, Allah Teâlâ ona cennette bir altın köşk
yaptırır”
buyurmuştur.
(Tirmizî, Vitir 15; İbni Mâce, İkâmet 187)
Bütün
bu rivayetler bize gösteriyor ki, kuşluk namazı en az iki, en fazla on iki
rek`at olarak kılınabilir. Şüphesiz bu bir nâfile ibadet olduğu için mutlaka
kılma mecburiyeti yoktur. Peygamber Efendimiz’in bu namazı az da olsa kılması,
kuşluk namazını sünnet (müstehap) saymaya yeterlidir. Durumu ve zamanı müsait
olan bir mü’min, iki, dört, altı, sekiz, on veya on iki rek’at kuşluk namazı
kılabilir.
Hadislerden
Öğrendiklerimiz
1.
Kuşluk namazı nâfile bir ibadettir. Kılan sevap kazanır.
2.
Kuşluk namazını herkes vaktinin elverdiği ölçüde iki, dört, altı, sekiz, on ve
on iki rek`at kılabilir. Efendimiz bu namazı çoğunlukla dört rek`at kılmakla
beraber, bazan sekiz kılmış, bazan da hiç kılmamıştır.
Diğer
bir rivayet:
:
عن أَبِي ذرٍّ رضي اللَّه عنه أنَّ رسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم
قال : يُصْبِحُ على كلِّ سُلاَمَى مِنْ أَحَدِكُمْ صدقَةٌ ، فَكُلٌ تَسبِيْحةٍ
صَدقةٌ ، وكُلُّ تحْمِيدَةٍ صدقَةٌ ، وكُلُّ تهْلِيلَةٍ صَدَقةٌ ، وكلُّ
تَكْبِيرةٍ صَدَقَةٌ ، وأمْرٌ بالمعْرُوفِ صدقَةٌ ، ونَهْيٌ عَنِ المُنْكَرِ
صدقَةٌ . ويُجْزِئُ مِنْ ذَلكَ رَكعَتَانِ يرْكَعُهُما مِنَ الضُّحى » رواه مسلم
Yine Ebû Zer radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
“Her birinizin her bir eklemi (ve kemiği) için bir sadaka gerekir.
Binaenaleyh her tesbih (sübhanallah) sadakadır, her hamd (Elhamdü lillah)
sadakadır, her tehlil (Lâ ilâhe illallah) sadakadır, her tekbir (Allahü Ekber) sadakadır.
İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk
vakti kılacağı iki rek’at namaz bütün bunları karşılar.”
(Müslim, Müsâfirîn 84, Zekât 56, Buhârî Sulh 11, Cihâd 72, 128;
Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 12)
Açıklamalar:
İnsan
vücudundaki her mafsal (eklem) için bir sadaka vardır. Bir başka hadise göre de
vücutta 360 eklem bulunmaktadır. O halde herkesin her gün bu kadar sadaka
vermesi gerekmektedir. İlk bakışta, çok yüklü gözüken bu sadaka borcu,
hadisimizdeki açıklama ile oldukça kolaylaşmaktadır. Söylenecek her sübhânellah
(tesbih), elhamdülillah (tahmid), lâ ilâhe illallah (tehlil)
ve Allahu ekber (tekbir) kelimeleri ayrı ayrı birer sadakadır. İyiliği
emretmek, bir kötülükten nehyetmek, evet bunların her biri birer sadakadır.
Görüldüğü üzere dinimizde hayır yolları pek çok olup sayılamayacak kadar
sınırsızdır.
Hele
böyle tek tek hayır ve iyilik olan konuların yanında bir de toptan hayır
olanlar vardır ki, bunlar işi daha kolaylaştırmaktadır. Hadisimizde işte
bunlardan biri, kuşluk (duhâ) vakti kılınan namaz olarak bildirilmiştir.
Halkımızın “Kuşluk Namazı” dediği bu ibadet, iki rekât ile sekiz rekât
arasında değişen nâfile bir ibadettir. Bu namaz, hadiste sayılan sadakaları
topluca ödeme imkânıdır. Çünkü namaz, bedenin bütün organlarıyla yapılan bir
ibadettir. Namaz kılmakla her organ kendi şükrünü yerine getirmiş olur. Öte
yandan her türlü tesbih ve tahmid, tehlil ve tekbir namazda bir arada
bulunmaktadır.
“Kuşluk
Namazı”, güneşin
doğuşundan yaklaşık kırk beş dakika sonra başlayıp zevâl vaktine yarım saat
kalıncaya kadar devam eden zaman içinde kılınır. Gündüzün dörtte biri geçtikten
sonra kılınması daha uygundur. Bu namazın bu kadar faziletli oluşu, muhtemelen,
bu zaman kesiminin herhangi bir namazın vakti olmaması dolayısıyla çoğu kişinin
ibadeti düşünmemesindendir. Zira bizim gibi ılıman iklim kuşağında bulunan
ülkelerde öğle öncesi yoğun iş saatleridir. Meşgale veya gaflet zamanında
yapılan ibadetlerin fazileti daima farklıdır. Bu sebeple gecenin seher vakti de
aynı üstünlüğe sahiptir.
Hadisten
Öğendiklerimiz
1.
İyilik ve hayır yapmaya gayret gösterilmeli, mâlî ve fiilî olarak yapılamazsa,
tesbih, tekbir gibi sözlü olarak yapılmalıdır. Sadaka ve hayır yollarının
çeşitli olduğu unutulmamalıdır.
2.
“Kuşluk Namazı” önemli, şükür ve sadaka niteliği yüksek bir nâfile ibadettir.
Hz. Peygamber bu namazı hem kılmış hem de kılınmasını teşvik etmiştir. İki
rek’at olarak kılınması da yeterli olmaktadır.
Not:
bu yazıyı hazırlarken büyük ölçüde Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir hocamın “Riyzü’ssalihîn
tercümesi ve şerhin”nden yararlandım. Allah ondan razı olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder