Ebu Nemle’nin oğlu şöyle
demiştir: Babam bir gün Resûlullah’ın yanında otururken Yahudilerden bir adam
geldi. O sırada bir cenaze götürüldü. Yahudi Hazreti Peygambere: “Bu cenaze
konuşur mu?” diye sordu. Resulullah (s.): “Allahü a’lem- Allah daha iyi bilir”
buyurdu. Yahudi: Bu cenaze konuşuyor” demesi üzerine Resûlullah (s.):
وقُولوا:
آمَنَّا باللَّهِ وما أُنْزِلَ إلَيْنَا لا تُصَدِّقُوا أهْلَ الكِتَابِ
ولا تُكَذِّبُوهُمْ “Ehli
kitap size bir şey söylediğinde onları ne tasdik edin, ne de yalanlayın! Ancak:
“Biz Allah’a ve bize indirilene iman ettik.” deyin. Eğer o konuştuğu batıl
ise onu tasdik etmemiş, yok eğer hak ve doğru ise onu yalanlamamış olursunuz.”
buyurdu. (Ahmed 4/136)
Aynı konu ile ilgili diğer bir
rivayet ise şöyledir:
كانَ أهْلُ الكِتَابِ يَقْرَؤُونَ التَّوْرَاةَ بالعِبْرَانِيَّةِ،
ويُفَسِّرُونَهَا بالعَرَبِيَّةِ لأهْلِ الإسْلَامِ، فَقالَ رَسولُ اللَّهِ صَلَّى
اللهُ عليه وسلَّمَ: لا تُصَدِّقُوا أهْلَ الكِتَابِ ولا تُكَذِّبُوهُمْ، وقُولوا:
{آمَنَّا باللَّهِ وما أُنْزِلَ إلَيْنَا(
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle demiştir: “Ehl-i Kitap Tevrat’ı İbranice okuyorlar
ve Müslümanlara Arapça olarak açıklıyorlardı. Bunun üzerine Allah Resûlü şöyle
buyurdu:“Ehl-i Kitap’ı ne tasdik edin, ne de yalanlayın. ‘Allah’a ve bize indirilene iman ettik’ deyin.” (Buhârî, İtisâm 25, Tevhid 51)
Cenaze ile ilgili Hadisin sıhhat
durumuna gelince, hadis alimleri şöyle derler: Bu hadisin ilk ravisi İbn-i ebu
Nemle, mechul (kim ve nasıl olduğu bilinmeyen) ensardan bir zattır. İkincisi
Hazreti Peygamber eğer o zamanda cenazenin konuştuğunu bilmiyordu ise de
sonraları Allah öğretmiştir. Nitekim şu hadisi şerif bunu bize öğretiyor:
عن أَبى سَعِيدٍ
الْخُدْرِيَّ رَضِيَ
اللَّهُ عَنْهُ , قَالَ : كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ,
يَقُولُ : " إِذَا
وُضِعَتِ الْجِنَازَةُ فَاحْتَمَلَهَا الرِّجَالُ عَلَى أَعْنَاقِهِمْ ، فَإِنْ
كَانَتْ صَالِحَةً قَالَتْ : قَدِّمُونِي ، وَإِنْ كَانَتْ غَيْرَ صَالِحَةٍ
قَالَتْ لِأَهْلِهَا : يَا وَيْلَهَا أَيْنَ يَذْهَبُونَ بِهَا , يَسْمَعُ
صَوْتَهَا كُلُّ شَيْءٍ ، إِلَّا الْإِنْسَانَ وَلَوْ سَمِعَ الْإِنْسَانُ لَصَعِق .
Ebu Saîd el-Hudri (r.a.), Hazreti
Peygamber (s.)in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
“Cenazeyi erkekler
omuzlarına alıp götürürlerken eğer salih =iyi bir kimse ise: “Kaddimûnî –beni
çabuk götürün) der. Eğer salih değilse ehline, dostlarına: (ya veylehâ. eyne
tezhebûn – Eyvah, beni nereye götürüyorsunuz?) der. Onun bu sesini insandan
başka her şey duyar. Eğer insan duysa, bayılıp düşer.” (Buhari Cenaiz / 51)
Hadislerden
öğrendiklerimiz
Hazreti
Peygamber Sallallahü aleyhi ve selleme bir şey sorulduğunda eğer onu bilmiyor
idiyse “Allahü A’lem-Allah en iyisini bilir” derdi. Bizlere de din konusunda
bir şey sorulduğunda eğer bilmiyorsak ‘Allah bilir’ deyip, bilene havale
etmemiz gerekir. Bana göre şöyledir, böyledir diyerek kafadan fetva vermemeli.
Yukarıdaki
hadiste cenazenin konuşup konuşmadığı Hazreti Peygambere daha önce
bildirilmemişti. Sonraları cenazenin konuştuğunu haber vermiştir.
Din
konusunda ehli kitabın anlattıkları şeyler İslam’a ters değilse ihtiyatlı
davranıp ‘olabilir de, olmayabilir de’ demeli. Anlatılan bir kıssa ise ve onda
ibret alınacak şey varsa onu dinlemede ve anlatmada sakınca yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder