Gene
bir gün Peygamberimiz (a.s.) Kâbe'nin Hicr mevkiinde namaz kılarken, bu Ukbe b.
Ebi Muayt gelmiş, Peygamber (a.s.)ı boğmak için ridasını boynuna dolayarak
şiddetle çekmeye başlamış, Hz. Ebu Bekir yetişerek onu omzundan tutup Peygamber
(a.s.)ın üzerinden def etmişti.
Yine başka bir gün Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve
sellem), Beytullah’ın yanında namaz kılıyordu. Etrafında da Ebû Cehil ve
arkadaşları oturuyorlardı. Bu sırada Ebû Cehil : “Hanginiz falanların deve
işkembesini getirip secde ettiği zaman Muhammed’in sırtına koyar?” dedi.
Oradakilerin en şerlisi Ukbe b. Ebî Muayt, deve işkembesini getirip
Peygamberimiz secdeye vardığı sırada sırtına koydu.
Ukbe’nin bu
hareketi üzerine oradakiler gülmeye başladılar ve gülmekten birbirlerinin
üzerine yıkıldılar. Rasûlullah, mübarek başını deve işkembesinin ağırlığından
dolayı secdeden kaldıramıyordu. Nihayet Fatıma (r.anh) geldi ve sırtındaki deve
işkembesini yere attı. Ve “Allah’a ibadet eden bir adama bunu yapmaya utanmıyor
musunuz?” dedi. Hz. Peygamber aleyhisselam:
اللهمَّ عَلَيْكَ
الْمَلَاَ مِنْ قُرَيْشِ اللهمَّ عَلَيْكَ اَبَا جَهْلِ بْنَ هِشَامٍ وَعُقْبَة
َبْنَ رَبِيعَةَ وَشَيْبَةَ بْنَ رَبِيعَةَ وَعُقْبَةَ بْنَِ اَبِى مُعَيْطٍ
وَاَمَيَّةَ بْنَ خَلَفٍ اَوْ اُبَيَّ بْنَ خَلَفٍ
“Allah’ım Ebû Cehil’i, Utbe b. Rabia’yı,
Şeybe b. Rabîa’yı, Ukbe b. Ebî Muayt’ı, Ümeyye b. Halef’i, sana havale
ediyorum!” diye bedduada bulundu. Bunların hepsi bedir günü geberdiler ve bir
çukura atıldılar. (Buhari Cizye/21)
Peygamberimiz Sallallahü aleyhi ve sellem Mekke'den
Medine'ye hicret ettiği zaman da, Utbe söylediği iki beyitte:
"Hicret edip bizden uzaklaştın ey Kasvâ adındaki
devenin binicisi!
Göreceksin pek yakında beni atlı olarak karşında!
Saplayıp duracağım mızrağımı, sulayacağım onu
kanınızla!
Kılıç da, bırakmayacak sizin hiçbir örtülü
yerinizi!" demişti.
Peygamberimiz Aleyhisselam, onun bu sözlerini
işitince: "Allah'ım! Onu boğazlanacak yerinin üzerine yüzükoyun
düşür!" diye beddua etmişti.
Bedir günü Ukbe b. Ebi Muayt, Kureyş ordusunun bozguna
uğradığı sırada kaçamamış; Abdullah b. Selime de onu yakalayarak esir etmişti. Irkuz-zabya'da
bulunulduğu sırada, Peygamberimiz Aleyhisselam Ukbe b. Ebi Muayt'ın boynunun
vurulmasını emir buyurunca, Ukbe b. Ebi Muayt: "Vâh, yazık bana ey Kureyş
cemaati! Şunlar arasında, burada ne diye bir tek ben öldürülüyorum?!"
dedi.
Peygamberimiz: "Allah'a ve Resûlüne olan
düşmanlığından dolayı!" buyurdu.
Ukbe b. Ebi Muayt: "Yâ Muhammed! Kavminden
herkese yaptığını, bana da yap! Onları öldürürsen, beni de öldür! Onlara eman
verirsen, bana da eman ver! Onlardan kurtulmalık akçesi alırsan, benden de
onlar gibi kurtulmalık akçesi al! Yâ Muhammed! Sen beni öldürürsen, küçük
çocuklara kim bakacak?" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam: "Ateş! Git ey Âsim b.
Sabit! Vur onun boynunu!" buyurdu. Âsim b. Sabit, gidip onun boynunu
vurdu. Ukbe b. Ebi Muayt'ın boynunun Hz. Ali tarafından vurulduğu da rivayet
edilir.
Ukbe b. Ebi Muayt öldürülünce, Peygamberimiz
Aleyhisselam: "Vallahi, Allah'ı, Resûlünü ve Kitabını inkâr eden,
Peygamberini işkenceden işkenceye uğratan, senin kadar kötü bir adam
bilmiyorum! Allah'a hamd ederim ki; O seni öldürdü! Senin ölümünden dolayı
gözümü aydın etti" buyurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder