23 Temmuz 2020 Perşembe

Utbe’nin diğer gâvurlukları ve sonucu!



Gene bir gün Peygamberimiz (a.s.) Kâbe'nin Hicr mevkiinde namaz kılarken, bu Ukbe b. Ebi Muayt gelmiş, Peygamber (a.s.)ı boğmak için ridasını boynuna dolayarak şiddetle çekmeye başlamış, Hz. Ebu Bekir yetişerek onu omzundan tutup Peygamber (a.s.)ın üzerinden def etmişti.
  Yine başka bir gün Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem), Beytullah’ın yanında namaz kılıyordu. Etrafında da Ebû Cehil ve arkadaşları oturuyorlardı. Bu sırada Ebû Cehil : “Hanginiz falanların deve işkembesini getirip secde ettiği zaman Muhammed’in sırtına koyar?” dedi. Oradakilerin en şerlisi Ukbe b. Ebî Muayt, deve işkembesini getirip Peygamberimiz secdeye vardığı sırada sırtına koydu.
 Ukbe’nin bu hareketi üzerine oradakiler gülmeye başladılar ve gülmekten birbirlerinin üzerine yıkıldılar. Rasûlullah, mübarek başını deve işkembesinin ağırlığından dolayı secdeden kaldıramıyordu. Nihayet Fatıma (r.anh) geldi ve sırtındaki deve işkembesini yere attı. Ve “Allah’a ibadet eden bir adama bunu yapmaya utanmıyor musunuz?” dedi. Hz. Peygamber aleyhisselam:
اللهمَّ عَلَيْكَ الْمَلَاَ مِنْ قُرَيْشِ اللهمَّ عَلَيْكَ اَبَا جَهْلِ بْنَ هِشَامٍ وَعُقْبَة َبْنَ رَبِيعَةَ وَشَيْبَةَ بْنَ رَبِيعَةَ وَعُقْبَةَ بْنَِ اَبِى مُعَيْطٍ وَاَمَيَّةَ بْنَ خَلَفٍ اَوْ اُبَيَّ بْنَ خَلَفٍ 
“Allah’ım Ebû Cehil’i, Utbe b. Rabia’yı, Şeybe b. Rabîa’yı, Ukbe b. Ebî Muayt’ı, Ümeyye b. Halef’i, sana havale ediyorum!” diye bedduada bulundu. Bunların hepsi bedir günü geberdiler ve bir çukura atıldılar. (Buhari Cizye/21)
Peygamberimiz Sallallahü aleyhi ve sellem Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman da, Utbe söylediği iki beyitte:
"Hicret edip bizden uzaklaştın ey Kasvâ adındaki devenin binicisi!
Göreceksin pek yakında beni atlı olarak karşında!
Saplayıp duracağım mızrağımı, sulayacağım onu kanınızla!
Kılıç da, bırakmayacak sizin hiçbir örtülü yerinizi!" demişti.
Peygamberimiz Aleyhisselam, onun bu sözlerini işitince: "Allah'ım! Onu boğazlanacak yerinin üzerine yüzükoyun düşür!" diye beddua etmişti.
Bedir günü Ukbe b. Ebi Muayt, Kureyş ordusunun bozguna uğradığı sırada kaçamamış; Abdullah b. Selime de onu yakalayarak esir etmişti. Irkuz-zabya'da bulunulduğu sırada, Peygamberimiz Aleyhisselam Ukbe b. Ebi Muayt'ın boynunun vurulmasını emir buyurunca, Ukbe b. Ebi Muayt: "Vâh, yazık bana ey Kureyş cemaati! Şunlar arasında, burada ne diye bir tek ben öldürülüyorum?!" dedi.
Peygamberimiz: "Allah'a ve Resûlüne olan düşmanlığından dolayı!" buyurdu.
Ukbe b. Ebi Muayt: "Yâ Muhammed! Kavminden herkese yaptığını, bana da yap! Onları öldürürsen, beni de öldür! Onlara eman verirsen, bana da eman ver! Onlardan kurtulmalık akçesi alırsan, benden de onlar gibi kurtulmalık akçesi al! Yâ Muhammed! Sen beni öldürürsen, küçük çocuklara kim bakacak?" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam: "Ateş! Git ey Âsim b. Sabit! Vur onun boynunu!" buyurdu. Âsim b. Sabit, gidip onun boynunu vurdu. Ukbe b. Ebi Muayt'ın boynunun Hz. Ali tarafından vurulduğu da rivayet edilir.
Ukbe b. Ebi Muayt öldürülünce, Peygamberimiz Aleyhisselam: "Vallahi, Allah'ı, Resûlünü ve Kitabını inkâr eden, Peygamberini işkenceden işkenceye uğratan, senin kadar kötü bir adam bilmiyorum! Allah'a hamd ederim ki; O seni öldürdü! Senin ölümünden dolayı gözümü aydın etti" buyurdu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder