Kurban,
hicretin ikinci senesinde meşru kılınmıştır. (M.624) Bunun meşruiyeti kitap ve
sünnet ile sabittir. Allahü
Teâlâ Buyuruyor:
انا اعطيناك الكوثر فصلّ لربك وانحر انّ شانئك هو الابتر
“Ya Muhammed! Biz sana
Kevseri verdik. O halde hemen Rabbin için namaz (Kurban bayramı namazını) kıl
ve kurban kes. Doğrusu sana (Ebter diyerek) düşmanlık eden kendisi
ebterdir. (nesli kesiktir).
1- Kurban, hak olsun, batıl olsun bütün dinlerde bulunan bir ibadettir.
İlk Kurban olayı Hazreti Adem (as.)ın çocukları arasında meydana gelmiştir:
“Onlara
Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku: hani birer kurban takdim
etmişlerdi de birisinden (Habil’den) kabul edilmiş, diğerinden (Kabil’den)
ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş kıskançlık yüzünden)
“Andolsun seni öldüreceğim” dedi. Diğeri de, “Allah, ancak
muttakîlerden (sakınanlardan) kabul eder” dedi. Yemin olsun ki sen, öldürmek
için bana elini uzatsan da ben sana, öldürmek için el uzatacak değilim: Ben
âlemlerin Rabbi olan Allahü Teâlâ’dan korkarım. Ben istiyorum ki sen, hem benim
günahımı, hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın.
Zalimlerin cezası işte budur.” dedi. Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye
itti de onu öldürdü: Bu yüzden de kaybedenlerden oldu. (Maide / 27-31)
2- Hz. İbrahim (as.) ile arasındaki kurban olayıdır.
Bu
hadise Kur’an-ı Kerimde şöyle anlatılmaktadır:
İbrahim:
“Rabbim! Bana Salihlerden olacak bir evlat ver” dedi. İşte o zaman biz onu
halîm (uslu) bir oğul ile müjdeledik. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek
çağa erişince “Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün; ne
dersin?” dedi. O da cevaben: “Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşâallah beni
sabredenlerden bulursun.” dedi. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine
yatırınca, Ey İbrahim! Rüyayı doğruladın, sadakat gösterdin. Biz Muhsinleri
böyle mükâfatlandırırız. Çünkü bu, gerçekten çok açık bir imtihandır..” dedik.
Biz oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi
bir ün) bıraktık. İbrahim’e selam, dedik. Biz Muhsinleri böyle
mükâfatlandırırız. Çünkü o bizim mü’min kullarımızdandır.” (Saaffat / 100-111)
3.
yukarıda geçen Kevser süresinin delaletiyle ve hadis-i şeriflerin emriyle
kurban meşru kılınmıştır:
Hadis-i Şerifler:
عن
ابى هريرة( ر) اِنََّ رَسُولَ اللهِ (ص) قَاَل:
مَنْ كَانَ لَهُ سَعَةٌوَلَمْ يُضَحِّ فَلاَ يَقْررَبَنَّ مُصَلانَا. مَنْ وَجَدَ
سَعَةً فَلَمْ يُضَحِّ فَلاَ يَقْرَبَنَّ مُصَلانَا.
“Kimin
ki durumu müsait olur, (kurban kesmeye gücü yeter de) kurban kesmezse
bizim namazgâhlarımıza, Camilerimize yaklaşmasın”( İbn-i Maceh c.2 s. 1044 bab 2,
Müsned-i Ahmed c. 2 s. 321)
Hediye kurban:
عن جابر( ر) قالَ: شَهِدْتُ مَعَ
النَّبِىِّ (ص) الاَضَاحِى فِى الْمُصَلّٰى فَلَمَّاقَضٰى خُطْبَتَهُ نَزَلَ عَنْ
مِنْبَرِهِ وَاُُتِِىَ بِِكَبْشٍِ فَذّبَحَهُ بِيَدِهِ وَقَالَ بِسْمِ اللهِ وَاللهُ
اَكْبَرُ هٰذَا عَنِّى وَعَمَّنْ لَمْ يُضََحِّ مِنْ اُمَّّتِى.
Cabir
(r.a.) derki: Kurban bayramı günü Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem)in
yanında bulundum. Hutbesini tamamladıktan sonra Minberinden indi. Bir koç
getirdiler. Kendi Mübarek elleri ile kesti ve şöyle buyurdu: “Bismillahi
vallahü Ekber. Bu benim için ve ümmetimden kesemeyenler içindir”. (Tirmizi c.4 bab 10, s. 91; Ebu Davud c.3, bab 8 s.
240)
عن ابْنِ عُمَرَ (ر) قَالَ: اَقَامَ رَسُولُ اللهِ (ص)
بِالْمَدِيَنِة عَشْرَ سِِنينَ يَضَحِّى
Abdullah
bin Ömer (Radıyallahü anhüma) şöyle buyurdu: “Rasûlullah (s.) Medine’de on
sene kaldı ve her sene kurban kesti”. (Tirmizi edahî / 11)
Ev halkına tek kurban
عن عطاءابنَ يساريقول: سألتُ ابا ايّوب
الأنصاؤيّ : كيف كانتِ الضَّحايا على عهد رسولِ اللهِ (ص) فقال: كان الرّجُلُ
يُضَحِّى بالشّاَةِ عنهُ وعَنْ اهلِ بَيتِهِ فياْكُلُونَ ويُطْعِمُونَ حَتَّى
تَبَاها النّاسُ فَصارَتْ كَماَ تَرَى
Ata
bin Yesar der ki: Ebû Eyyûbü’l-Ensâri’ye “Rasûlullah’ın zamanında kurban
nasıldı? Diye sordum. Buyurdu ki: “Bir adam, hem kendi adına, hem de
aile halkı adına bir koyun (kurban) keserdi de onu hem kendileri yerdi,
hem de yedirirlerdi. Şimdi ise gördüğün gibi (kurban kesen) insanlar
övünüyorlar” (Tirmizi edahi
10)
Ölüye kurban
عن عليّ اَنَّهُ كاَنَ يُضَحِّى
بكبشَيْنِ اَحَدُهُمَا عَنِ النَّبِىِّ (ص) والآخَرُ عَنْ نَفْسِهِ فَقِيلَ لَهُ
فَقَال: اَمَرَنِى بِهِ يَعنِي النَّبِيَّ (ص) فَلاَ اَدَعثهُ اَبَدَا.
Hazreti
Ali (Radıyallahü anh) iki tane koç keserdi. Birisini Hz. Peygamber (s.a.v.)
adına, diğerini de kendi adına. Ona niçin böyle yaptığını sordular da: “Bunu
bana Nebiy (s.) emretti. Onun için asla bunu terk etmem” buyurdu. (Tirmizi c. 4 / 84 Ebu Davud 3/228)
Arefe
günü Kurban
Bayram
namazı kılınan yerde Bayram namazından önce kesilen kurban sadece et kesmiş
olur, kurban kesme sevabı alamaz.
عن جندَب بن سفيان قال: شهدت الأضحى مع رسول الله )ص( فلم يعدُ اَنْ صلّى وفرغ من صلاته
سلّم فاذا هو يَرَى لحمَ اَضاحيّ قد ذبحت قبل ان يَفْرُغَ من صلاته فقال: مَن كان
ذبح اُضْحِيَّتَهُ قبل ان يصلِّيَ – او نصلِّيَ- فلْيَذْبَحْ مكانها اُخْرى ومن
كان لم يَذْبَحْ فليذبح باسم الله.
Cündüb
bin Süfyan der ki: Bir Kurban Bayramı gününde Rasûlullah ile beraberdim.
İnsanlara namazı kıldırıp camiden çıkınca kesilmiş bir koyun gördü ve şöyle
buyurdu: “Kim namazdan önce kesmişse yerine yeniden kessin. Kim de (daha)
kesmemişse Bismillah deyip kessin”. (Müslim edahi 1 hadis no: 1960
2-
Kurban, Allahü Teâlâ’nın rızasını kazanmak için kurban niyetiyle kesilen özel
hayvana denir.
3-
Kurban Bayramı günlerinde Allah’ın rızasını kazanmak niyeti ile kurban kesmek,
hür, mukim, Müslüman ve zengin olan herkese (Hanefi’ye göre) vaciptir. İmam-ı
Şâfiî ve İmam-ı Malik’e göre ise vacip değil ama sünnet-i müekkededir. Yani
kuvvetli sünnettir.
4-
Zenginlik ölçüsü: Bir kimsenin, yiyeceği, giyeceği, barınağı, kazanç aleti,
edevatı veya makinesi vb. gibi haceti asliye dediğimiz şeylerden başka ve
borcunu da düştükten sonra 20 miskal yani, 80,18 gram altını veya
bu altının değeri kadar parasının bulunmasıdır. Bu parayı başkalarına ödünç
vermiş olsa da hüküm aynıdır. Bu konuda erkek ile kadın arasında fark yoktur.
Kurbanın
mali ibadet olması zekat gibi değildir. zekatta mal çoğaldıkça zekat da
çoğalır. Kurban ise çoğalmaz. Bir tane kesilir. Ancak kurban’ın bir tane
kesilmesi asgarisidir. Sadaka kapısı ise sonuna kadar açıktır.
5-
Kurban kesmek, hak yolunda fedakârlığın bir nişanesi, Allahü Teâlâ’nın verdiği
nimetlerin bir şükrânesidir. Kurbanın kanı, kesenin kanına, canı canına, eti
etine ve kemikleri de kemiklerine fidye olarak, gelecek olan bir takım belaları
karşılar. Kurban ömrün uzamasına ve neslin devamına da sebeptir. Nitekim
Hazreti İbrahim ((as.) kurban kesmekle oğlu kurtuldu ve nesli Hazreti
İsmail’den de devam etti. O kurban sayesinde İsmail’in de ömrü uzadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder