Tercih edilen
görüşe göre a‘râf, cennetle cehennemi birbirinden ayıran bölgedeki surun yüksek
kısmının adıdır. Araf’da bulunacak kimseler hakkında on iki rivayet vardır. Bunlardan
en öne çıkanını iki grupta mütalaa edebiliriz.
1. İyi ve kötü amelleri, günahı ve
sevabı eşit olan müminler. Bunlar başlangıçta cennete veya cehenneme konulmayıp
ikisi arasında bir müddet bekleyecek, sonra Allah’ın lutfuyla cennete girecek
olan müminlerdir. Tefsir ve kelâm âlimlerinin çoğu bu görüşü benimsemişlerdir.
2.Cennete veya cehenneme girmeyi
gerektirecek durumda olmayan belli kişiler. Bunlar da herhangi bir peygamberin
tebliğini duymadan ölenler (fetret ehli), müşriklerin bulûğ çağından önce ölen
çocukları veya gayri meşrû evlilikten doğan çocuklardan ibarettir.
Ayetlerde mahşer yerindeki hesaplaşmadan
sonra olacak macera A'raf suresinde şöyle anlatılıyor:
35 - Ey Âdemoğulları! İçinizden
size benim âyetlerimi anlatan Peygamberler gelir de her kim Allah'a karşı
gelmekten sakınır ve hâlini düzeltirse, artık onlara korku yoktur. Onlar
üzülecek de değillerdir.
36 - Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
36 - Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
37 - Kim, Allah'a karşı yalan uyduran veya
O'nun âyetlerini yalanlayanlardan daha zalimdir? İşte onlara kitaptan
(kendileri için yazılmış ömür ve rızıklardan) payları erişir. Sonunda
kendilerine melek elçilerimiz, canlarını almak için geldiğinde, "Hani
Allah'ı bırakıp tapınmakta olduğunuz şeyler nerede?" derler. Onlar da,
"Bizi yüzüstü bırakıp kayboldular" derler ve kâfir olduklarına dair
kendi aleyhlerine şahitlik ederler.
38 - Allah, şöyle der: "Sizden önce
gelip geçmiş cin ve insan toplulukları ile birlikte ateşe girin." Her
topluluk (arkasından gidip sapıklığa düştüğü) yoldaşına lânet eder. Nihayet
hepsi orada toplandığı zaman peşlerinden gidenler, kendilerine öncülük edenler
için, "Ey Rabbimiz! Şunlar bizi saptırdılar. Onlara bir kat daha ateş
azabı ver" derler. Allah, der ki: "Her biriniz için bir kat daha
fazla azap vardır. Fakat bilmiyorsunuz."
39 - Öncekiler (önder durumunda olanlar) sonrakilere,
"Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktur. Artık kazanmış olduğunuz
şeylere karşılık, azabı tadın" derler.
40 - Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o
âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları
açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de
giremezler! Biz suçluları işte böyle
cezalandırırız.
41 - Onlar için cehennem ateşinden
döşek, üstlerinde de cehennem ateşinden örtüler var. İşte biz zalimleri böyle
cezalandırırız.
42 - İman edip salih ameller işleyenlere
gelince -ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz- işte onlar
cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar.
43 - Biz onların kalplerinde kin namına
ne varsa söküp attık. Altlarından da ırmaklar akar. "Hamd, bizi buna
eriştiren Allah'a mahsustur. Eğer Allah'ın bizi eriştirmesi olmasaydı, biz
hidayete ermiş olamazdık. Andolsun, Rabbimizin peygamberleri bize hakkı
getirmişler" derler. Onlara, "İşte yaptığınız (iyi işler) sayesinde
kendisine varis kılındığınız cennet!" diye seslenilir.
44 - Cennetlikler cehennemliklere,
"Rabbimizin bize va'dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin
va'dettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar,
"Evet" derler. O zaman aralarında bir duyurucu, "Allah'ın lâneti
zalimlere!" diye seslenir.
45 - Onlar Allah yolundan alıkoyan ve
onu, eğri ve çelişkili göstermek isteyenlerdir. Onlar ahireti de inkâr
edenlerdir.
Ayetlerden anlaşıldığına göre A’raf
denilen yer sırat köprüsünden geçtikten sonra cennete varmadan o arada bulunan
bir yerin adıdır ki orada olacak konuşmalar şöyle beyan ediliyor:
46
- İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur , A'râf üzerinde de birtakım adamlar vardır. Cennet
ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere,
"Selâm olsun size!" diye seslenirler. Onlar henüz cennete
girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar.
47 - Gözleri cehennemlikler tarafına
çevrildiği zaman, "Ey Rabbimiz! Bizi zalim toplumla beraber kılma"
derler.
48 - (Yine) A'râf ehli simalarından
tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: «Ne çokluğunuz ne de
taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.
49 - "Sizin, ‘Allah bunları rahmete
erdirmez' diye yemin ettikleriniz şunlar mı?" (Sonra cennetliklere
dönerek) "Haydi, girin cennete. Size korku yok. Siz üzülecek de
değilsiniz" derler.
Bu konuşmalardan sonra A’raf ehli de
cennete girecekler. Bir ara cehennemdekileri görmeye gelecekler. İşte o zaman
aralarındaki olacak konuşmayı Rabbimiz şöyle beyan ediyor:
50 - Cehennemlikler de cennetliklere,
"Ne olur, sudan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bizim
üzerimize akıtın" diye çağrışırlar. Onlar, "Şüphesiz, Allah bunları
kâfirlere haram kılmıştır" derler.
51 - Onlar dinlerini oyun ve eğlence
edinmişler ve dünya hayatı da kendilerini aldatmıştı. İşte onlar bu günlerine
kavuşacaklarını nasıl unuttular ve âyetlerimizi nasıl inkâr edip durdularsa,
biz de onları bugün öyle unuturuz.
Rabbimiz bize bunları niçin anlatıyor? Herkes
dünyada iken yarın için ne hazırladığına baksın, şeytana, şeytanlaşmış
insanlara değil yalnızca Allah’a kul olup onun cennetine gitsinler için
anlatıyor. Ne mutlu aklını kullananlara!.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder