Din görevlisi İmamlarımız ya da müezzinlerimiz camilerimizde her
isteyene Kur’an okutup öğretiyorlar. Bu çok güzel bir fırsattır. Zaten her
Müslüman din görevlisidir. Kur’an okumayı bilen herkes bilmeyene istediğinde
Kur’an okutmaya dînen mecburdur. Bu konuda sevgili Peygamberimiz şöyle
buyurmuştur: "Bir kimseye bildiği bir konu sorulduğunda cevap
vermezse, kıyamet gününde ağzına ateşten bir gem vurulur." Kur’an
okumak isteyene öğretmeyen de aynıdır. (Tirmizî,
İlim 3. Ebû Dâvûd, İlim 9)
İstesek de istemesek
de bir gün tıpış tıpış ahirete gideceğiz. Öyleyse oraya gitmeden önce buradan
biraz azık tedarik etmenin yollarını aramalıyız. Bunlardan birisi de Kur’an
okumak ve okutmaktır. Sevgili Peygamberimiz (s.) “Sizin en hayırlınız, en
iyiniz Kur’an’ı okuyan ve okutanlarınızdır” buyurmuştur. Bunu duyan her
Müslüman en hayırlılar içine katılmak için elinden geleni yapmaya çalışmalıdır.
Çünkü Hazreti Ali Efendimizin dediği gibi: “Dünyada amel, iş var, hesap yok;
ahirette ise hesap var amel yok”
Bu konuda aşağıdaki hadis bize ne güzel şey müjdelemektedir:
Ukbetü’bnü Amir (r.a.) şöyle
der:
Biz suffede iken Resûlullah
(s.) yanımıza geldi ve bize: “sizden hanginiz her gün erkenden Buthan’a ya da
Akîk’a gidip, günah işlemeden, kat’ı rahm (akraba ilişkisini kesme de) yapmadan
iri hörgüçlü iki deveyi alıp getirmeyi sever, diye sordu. Biz de: “Ya Resûlallah!
Hepimiz de severiz” dedik. Bunun üzerine o: “Sizden birinizin, erkenden camiye
gidip, Allah (Azze ve celle)nin kitabından iki ayet öğrenmesi ya da okuması
onun için o iki deveden daha hayırlıdır. Üç ise üçden, dört ise dörtten, ayet
sayısı kadar deveden daha hayırlıdır, buyurdu. (Müslim Müsafirin/251)
Öyleyse haydi Kur’an okumaya!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder