20 Haziran 2020 Cumartesi

Peygamberimiz (a.s.)ın Ashabı Ağlatan Konuşması




 عن أَنَس بْن مَالِكٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَرَجَ حِينَ زَاغَتْ الشَّمْسُ فَصَلَّى الظُّهْرَ فَلَمَّا سَلَّمَ قَامَ عَلَى الْمِنْبَرِ فَذَكَرَ السَّاعَةَ وَذَكَرَ أَنَّ بَيْنَ يَدَيْهَا أُمُورًا عِظَامًا ثُمَّ قَالَ : ( مَنْ أَحَبَّ أَنْ يَسْأَلَ عَنْ شَيْءٍ فَلْيَسْأَلْ عَنْهُ فَوَاللَّهِ لا تَسْأَلُونِي عَنْ شَيْءٍ إِلَّا أَخْبَرْتُكُمْ بِهِ مَا دُمْتُ فِي مَقَامِي هَذَا ) قَالَ أَنَسٌ : فَأَكْثَرَ النَّاسُ الْبُكَاءَ وَأَكْثَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يَقُولَ سَلُونِي فَقَالَ أَنَسٌ : فَقَامَ إِلَيْهِ رَجُلٌ فَقَالَ أَيْنَ مَدْخَلِي يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ النَّارُ . فَقَامَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ حُذَافَةَ فَقَالَ مَنْ أَبِي يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ أَبُوكَ حُذَافَةُ . قَالَ ثُمَّ أَكْثَرَ أَنْ يَقُولَ سَلُونِي سَلُونِي ، فَبَرَكَ عُمَرُ عَلَى رُكْبَتَيْهِ فَقَالَ : رَضِينَا بِاللَّهِ رَبًّا وَبِالْإِسْلَامِ دِينًا وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَسُولا . قَالَ فَسَكَتَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حِينَ قَالَ عُمَرُ ذَلِكَ . ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ( وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَقَدْ عُرِضَتْ عَلَيَّ الْجَنَّةُ وَالنَّارُ آنِفًا فِي عُرْضِ هَذَا الْحَائِطِ وَأَنَا أُصَلِّي فَلَمْ أَرَ كَالْيَوْمِ فِي الْخَيْرِ وَالشَّرِّ
Birtakım kimseler istihza için, bazıları da ölen babaları hakkında, "Babam kim?" yahut, yitirdikleri develeri hakkında, "Devem nerede?" diyerek sorular sormaya başladılar Peygamberimiz (a.s.), bu hususta ashabdan da bazı şeyler işitmiş bulunuyordu. Peygamberimiz (a.s.), hoşlanmadığı böyle şeyleri halkın gelip sormaya başladıklarını görünce, kızdı. Güneş batıya doğru eğildiği zaman, evinden Mescide geçti. Öğle namazını kıldırdıktan sonra, ayakta dikilerek Kıyameti ve Kıyametten önce de büyük işler ola­cağını anlattı.
Enes b. Malik der ki: "O güne kadar bir benzerini daha işitmediğim bir hutbe irad buyurdu: 'Kim bana bir şey sormak istiyorsa, hemen sorsun! Vallahi, bana soracağınız her şeyi, şu makamımda durduğum müddetçe, size haber vereceğim!' buyurdu. Cemaat, Resûlullah (a.s.)dan bunu işitir işitmez, sustular; bir felâketle karşılaşmaktan kork­tular. Sağa sola dönüp baktım: Herkes, elbisesini başına çekmiş, ağlıyordu. Resûlullah’ın ashabına, o günkünden daha çetin bir gün gelmemişti.
Resûlullah (a.s.): 'Haydi, soracağınızı sorsanıza bana?' buyruğunu tekrarlayıp durduğu sırada, bir adam ayağa kalktı: 'Yâ Rasûlallah! Benim gireceğim yer neresi? diye sordu.
Resûlullah (a.s.): 'Ateştir (Cehennemdir)!' buyurdu. Sonra, Abdullah b. Huzâfe ayağa kalktı: 'Yâ Rasûlallah! Benim babam kimdir?' diye sordu. Resûlullah (a.s.): 'Senin baban Huzâfe'dir!' buyurdu. ‘Abdullah b. Huzâfe kiminle çekişecek olsa, hemen kendisini başkasına nisbet ile tahkir ederler­di.
Başka bir adam da, kalkıp: 'Yâ Rasûlallah! Benim babam kimdir?' diye sordu. Resûlullah (a.s.): 'Senin baban, Şeybe'nin azadlısı Sâlim'dir!' buyurdu.
Hz. Ömer, Resûlullah (a.s.)ın yüzüne bakınca, onun kızdığını anladı, iki dizinin üzerine çökerek: 'Yâ Rasûlallah! Biz Yüce Allah'a tevbe ediyoruz! Biz Allah'ı Rab, İslâm'ı din, Muhammed (a.s.)ı resûl olarak kabul ettik!' dedi. Bunun üzerine, Resûlullah (a.s.) sustu, sakinleşti. Sonra da: 'Muhammed'in varlığı Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki; bana, demin şu duvarın yüzünde Cennet ile Cehennem gösterildi! Ben hayır ve şerde bugünkü gibisini görmedim ![1] Siz benim bildiğimi bilmiş olsaydınız, muhakkak ki, çok az güler, çok ağlardınız!' buyurdu."[2]
“Yerin ateştedir” buyurulan adamın ismi nedir?
A-    Sahabe-i kiram kötülükleri setrederlerdi. Onun için onun adını bildirmemişlerdir.
B-    O kimse münafıklardan biriydi. Allah, resulüne bildirmişti, Onun için “ateşe girecektir” demiştir.
C-    O kimse günahkâr biriydi, ateşe girip sonra Allah’ın ranmetiyle cennete gidecek, demektir, denmiştir.
D-    Belki günahlarından bir kısmı için ceza çekip ondan sonra cennete gidecek, denmiştir. Taberaninin rivayetinde bir kişi daha kalkıp “Benim yerim neresidir?” diye sormuş, ona da: ‘filcenneti’ denmiştir.
Not: sahabelerin de insan olduklarını unutmayalım. Onlar da masum değillerdir. Hata yapmaları, günah işlemeleri mümkündür.


[1]  Ahmed  c. 3, s. 162, Buhârî / Mevakît/11, c. 1, s. 1, s. 136, Müslim, Fezail/136 c. 4, s. 1832-1833.
[2]  Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 1 80, Buhârî, Sahih, c. 5, s. 190, Müslim , Sahîh, c. 4, s. 1832, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 216.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder