19 Kasım 2020 Perşembe

Hazreti Peygamber (s.)in hükmüne itiraz yoktur

Bir Müslüman için Allah’ın emirlerini yerine getirmek nasıl kesinlik ifade eden farz ise, Hazreti Peygamber (s.)in emirlerini itiraz etmeden yerine getirmek aynı şekilde farzdır. Çünkü Allah cc. Resûlullah’a itaat etmemizi de emrediyor. Böyle olunca hiçbir müslümanın, Hazreti Peygamber (s.)in emrine karşı gelme, kabul etmeme hakkı yoktur. aşağıdaki iki ayet bu konuda gayet nettir:

  ~~33.36~
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ اِذَا قَضَى اللّٰهُ وَرَسُولُهُ اَمْرًا اَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ اَمْرِهِمْ وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُبٖينًا

 Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.” (Ahzab/36)

Bu cümleden olarak Kız istemediği kişiyle nikaha zorlanamaz

Bakın Nesâî’nin Hz. Aişe validemizden rivayet ettiği hadise: “Bir gün Hazreti Peygamber (s)in huzuruna bir kız geldi: “Ya Rasûlallah! Babam beni istemediğim bir adamla, kardeşinin oğlu ile evlendirdi” dedi. Allah Rasûlü derhal babasını çağırdı ve: “Kızını, istemediği halde bir başkasıyla evlendirmeye zorlayamazsın” buyurdu. Adam: “Nasıl emrederseniz, öyle olsun Ya Rasûlallah”  dedi ve yaptığından vazgeçti. Adam, Allah Rasûlüne teslimiyet ifade eden sözlerini bitirince kız ayağa kalktı ve şöyle dedi: “Ya Rasûlallah! Benim esas maksadım babama muhalefet değildi. Ancak, İslam’da bunun hükmü nedir? Baba, kızını verme hususunda nereye kadar salahiyet sahibidir? İşte bunu öğrenmek istemiştim ve buraya bu niyetle gelmiştim, dedi. (Nesâî, Nikah: 36)

Abdullah b. Zübeyr (r.a.) diyor ki: Ensardan birisi Harre mevkiindeki hurmalıkları suladıkları su yollarından ve su nöbetinden dolayı Resûlullah’a Zübeyr İbn-i Avvam hakkında şikayette bulundu. (Su önce Zübeyr ibni Avvam’ın hurmalığına uğruyordu, sonra da ensarinin tarlasını suluyordu.) Ensari zübeyr’e: suyu tutma, bırak da bize de gelsin, demişti. Fakat zübeyr kendi hurmalığını sulamadan bırakmak ve nöbetini komşuya vermek istememişti. İkisi de Hazreti Peygamber (s.)in huzurunda muhakeme oldular. Hazreti Peygamber (s.) Zübeyr’e: “Ya zübeyr! Tarlanı sula; sonra suyu hapsetme, komşuna salıver” buyurdu. Ensârî hiddetlenerek: “Zübeyr halan’ın oğlu olduğu için mi! (ona bu hakkı veriyorsun)” dedi. Bu küstahça sözden müteessir olan efendimizin yüzünün rengi değişti. (Çünkü bir peygambere gösterilmesi gereken hürmet ortadan kaldırılmıştı.)  Bunun üzerine Efendimiz: “Ya Zübeyr! Tarlanı sula, sonra suyu hapset, hurma ağaçlarının köklerine erişmedikçe bırakma! Su hakkını tamamıyla kullan” buyurdu. Bu hadiseyi anlatan Zübeyr (r.a.): Vallahi öyle zannediyorum ki, aşağıdaki Nisa süresinin 65. Ayeti bu olay üzerine nazil olmuştur. (Tecrid-i Sarih 7/220)

~~4.65~
فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتّٰى يُحَكِّمُوكَ فٖيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فٖى اَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلٖيمًا

Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisa/65)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder