2 Kasım 2020 Pazartesi

Cenabı Allah’ın 4 prensibi:

 A-Elçi gönderir. B-inanmayana musibet verir. C- gene inanmayana bolluk verir. D-Gene azanlara da azap verir. işte ayetler:

وَلَقَدْ أَرْسَلنَا إِلَى أُمَمٍ مِّن قَبْلِكَ فَأَخَذْنَاهُمْ بِالْبَأْسَاء وَالضَّرَّاء لَعَلَّهُمْ يَتَضَرَّعُونَ {42} فَلَوْلا إِذْ جَاءهُمْ بَأْسُنَا تَضَرَّعُواْ وَلَـكِن قَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ  {43} فَلَمَّا نَسُواْ مَا ذُكِّرُواْ بِهِ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ أَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍ حَتَّى إِذَا فَرِحُواْ بِمَا أُوتُواْ أَخَذْنَاهُم بَغْتَةً فَإِذَا هُم مُّبْلِسُونَ {44}  ~~6.45~
فَقُطِعَ دَابِرُ الْقَوْمِ الَّذينَ ظَلَمُوا وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمينَ (45)

Andolsun ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ardından boyun eğsinler diye onları darlık ve hastalıklara uğrattık.”

 “Hiç olmazsa, onlara bu şekilde azabımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını câzip gösterdi.”

“Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, (indirmiş olduğumuz sıkıntı ve musibetleri kaldırıp) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakaladık, birdenbire onlar bütün ümitlerini yitirdiler.”

Önceki ümmetler, kendilerine gönderilen peygamberlere iman etmedikleri için Allah onlara çeşitli darlık, fakirlik, hastalık ve musibetler verdi; fakat onlar yine inanmadılar. Cenab-ı Allah, bu sefer de cezalarını daha da artırmak için onlara bütün nimetlerin kapılarını açtı, bol rızık ve nimetlere gömüldüler. Nimetin gerçek sahibine şükredecekleri yerde zevk ve safaya daldılar, O’nu unutup şehvetlerine teslim oldular. İşte böyle tam bir sarhoşluk ve dalgınlık anında Allah onları yakaladı da neye uğradıklarını bilemediler, ne yapacaklarını düşünmekten aciz kaldılar ve helak olup gittiler.

“Böylece zulmeden toplumun kökü kesildi. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.” (Allah'ın verdiği nimete şükredecekleri yerde nankörlük ettiler, böylece kendilerine zulmettiler. Yüce Allah da yeryüzünü onların zulüm ve küfürlerinden temizlemek için onları helâk etti.) (En’am/42-45)

Bu ayetlerden Yüce Rabbimizin şu sünnetini (prensibini) anlıyoruz: O, rahmeti eseri olarak kullarına önce peygamberler ve kitaplar göndermek suretiyle rızasına giden hidayet yollarını gösteriyor. Sonra hata edenleri uyarmak için ikaz sadedinde musibetler veriyor. Bununla, aklını başına alanlar hatalarından dönüp tekrar doğru yola geliyorlar. Bundan da uslanmayıp, yaptığı hatalarını şeytanın kendilerine güzel göstermesi neticesi, günahta israr edenlere rabbimiz, bütün nimet kapılarını açıyor ki, “sıkıntıda idik, kulluk yapmaya fırsat bulamadık” demesinler diye. Bu durumda aklını başına alanlar hemen rablerine dönerek şükrü tercih ederlerken, birtakım insanlar da: “Bu nimetleri Yüce yaratıcıdan değil, kendi akıllarıyla ve emekleriyle kazandıklarını iddia ederek kulluğa yanaşmıyorlar. Allah da onlara en sonunda aniden bir azap veriyor da helak olup gidiyorlar. Firavun, Karun, ebucehil v.b. gibi.

Tabi ki ölüp gidiyorlar da iş gene bitmiyor. Münkirler inanmasa da, asıl hesap ondan sonra başlıyor.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder