7 Mayıs 2020 Perşembe

Allah’a kavuşmayı kim istemez?

Kâinatı yoktan var eden, varlığından haberdar eden yüce Mevlâmız, biz insanları dünyaya geçici bir süre içinde imtihan (sınav, deneme) için göndermiştir. Ve istediği zaman da alıp ebedi aleme götürüyor.
Bu imtihan dünyasında kimileri ödevlerini yerine getirip, başarı notunu elde ederek son nefeste diplomasına “Lâ ilâhe İllallah” mührünü vurdurarak ebedi aleme güle oynaya sevinç içinde “Kaddimûnî-Beni çabuk götürün, bir an önce oraya varayım, diyerek” gidiyor, kimi de (Allah korusun ) kendini yaratanı unutup, dünyaya bir kere geldim, bir daha mı geleceğim, hele gençliğin tadını çıkartayım, diyerek yaratana kul olma yerine nefsine, şeytana kul olup, son nefesini verirken Azrail (as)ı görünce, gideceği kötü yer kendisine gösterilince korkudan yüzü simsiyah kesilip, “Beni nereye götürüyorsunuuuz?” diye feryad ediyor ama bunu kendinden başka kimse duymuyor.
Bu iki şekilde can vermeyi Sevgili Peygamberimiz Sallallahü aleyhi ve sellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle beyan ediyor:

عن أبي هريرة رضي الله عنه أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: مَنْ أَحَبّ لِقَاءَ اللّهِ أَحَبّ اللّهُ لِقَاءَهُ وَمَنْ كَرِهَ لِقَاءَ اللّهِ كَرِهَ اللّهُ لِقَاءَهُ، قالت عائشة أو بعضُ أزواجه: إنا لنكره الموت، قال: ليس ذاك ولكنَّ المؤمن إذا حضره الموت بُشِّر برضوان الله وكرامته، فليس شيءٌ أحبَّ إليه مما أمامه، فأحب لقاء الله وأحب الله لقاءه، وإن الكافر إذا حضر بُشِّر بعذاب الله وعقوبته، فليس شيء أكرهَ إليه مما أمامه، فكره لقاء الله وكره الله لقاءه
“Her kim Allah’a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah’a kavuşmayı hoşlanmazsa Allah da ona kavuşmadan hoşlanmaz. Hazreti Aişe ya da diğer hanımlarından birkaçı: “Ya Rasûlallah, biz ölümden hiç hoşlanmıyoruz” dediler. Resul-i Ekrem onlara: Ölüm sizin bildiğiniz gibi değil, şöyledir: mü’min öleceği zaman ona Allah’ın rızası ve ikramları müjdelenir. Bu müjde üzerine o kimseye önünde ölümden daha sevgili bir şey olamaz. O anda mü’min Allah’a kavuşmayı arzu eder, sever, Allah da ona mülaki olmayı (onu yanına almayı) sever. Fakat kâfir öyle değildir. O öleceği zaman Allah’ın azabı ve cezaları müjdelenir. O anda kâfire ölümden daha çirkin, daha sevimsiz bir şey olamaz. Böylelikle kâfir Allah’a mülâki olmayı fena görür, Allah da ona mülâki olmayı fena görür.” (Buhari Rikak/41, Müslim zikr/14)
Yüce Rabbimiz, bu hadislerden hisse almayı ve rabbimizin istediği gibi bir hayat yaşayarak, kâmil iman ile huzuruna varmayı nasip eylesin. Amin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder