Kâinatı yoktan
var eden, varlığından haberdar eden yüce Mevlâmız, biz insanları dünyaya geçici
bir süre içinde imtihan (sınav, deneme) için göndermiştir. Ve istediği zaman da
alıp ebedi aleme götürüyor.
Bu imtihan dünyasında kimileri ödevlerini yerine getirip,
başarı notunu elde ederek son nefeste diplomasına “Lâ ilâhe İllallah” mührünü
vurdurarak ebedi aleme güle oynaya sevinç içinde “Kaddimûnî-Beni çabuk götürün,
bir an önce oraya varayım, diyerek” gidiyor, kimi de (Allah korusun ) kendini
yaratanı unutup, dünyaya bir kere geldim, bir daha mı geleceğim, hele gençliğin
tadını çıkartayım, diyerek yaratana kul olma yerine nefsine, şeytana kul olup,
son nefesini verirken Azrail (as)ı görünce, gideceği kötü yer kendisine
gösterilince korkudan yüzü simsiyah kesilip, “Beni nereye götürüyorsunuuuz?”
diye feryad ediyor ama bunu kendinden başka kimse duymuyor.
Bu iki şekilde can vermeyi Sevgili Peygamberimiz Sallallahü
aleyhi ve sellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle beyan ediyor:
عن أبي هريرة رضي الله عنه أن رسول الله صلى الله عليه وسلم
قال: مَنْ أَحَبّ لِقَاءَ اللّهِ أَحَبّ
اللّهُ لِقَاءَهُ وَمَنْ كَرِهَ لِقَاءَ اللّهِ كَرِهَ اللّهُ لِقَاءَهُ، قالت
عائشة أو بعضُ أزواجه: إنا لنكره الموت، قال: ليس ذاك ولكنَّ المؤمن إذا حضره الموت
بُشِّر برضوان الله وكرامته، فليس شيءٌ أحبَّ إليه مما أمامه، فأحب لقاء الله وأحب
الله لقاءه، وإن الكافر إذا حضر بُشِّر بعذاب الله وعقوبته، فليس شيء أكرهَ إليه
مما أمامه، فكره لقاء الله وكره الله لقاءه
“Her kim Allah’a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı
sever. Her kim de Allah’a kavuşmayı hoşlanmazsa Allah da ona kavuşmadan
hoşlanmaz. Hazreti Aişe ya da diğer hanımlarından birkaçı: “Ya Rasûlallah, biz
ölümden hiç hoşlanmıyoruz” dediler. Resul-i Ekrem onlara: Ölüm sizin bildiğiniz
gibi değil, şöyledir: mü’min öleceği zaman ona Allah’ın rızası ve ikramları
müjdelenir. Bu müjde üzerine o kimseye önünde ölümden daha sevgili bir şey
olamaz. O anda mü’min Allah’a kavuşmayı arzu eder, sever, Allah da ona mülaki
olmayı (onu yanına almayı) sever. Fakat kâfir öyle değildir. O öleceği zaman
Allah’ın azabı ve cezaları müjdelenir. O anda kâfire ölümden daha çirkin, daha
sevimsiz bir şey olamaz. Böylelikle kâfir Allah’a mülâki olmayı fena görür,
Allah da ona mülâki olmayı fena görür.” (Buhari Rikak/41, Müslim zikr/14)
Yüce Rabbimiz, bu hadislerden hisse almayı ve rabbimizin
istediği gibi bir hayat yaşayarak, kâmil iman ile huzuruna varmayı nasip
eylesin. Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder