İfrat ve tefrit. Aşırı ileri gitmek, ya da aşırı geride
kalmak. İkisi de iyi değildir. Her şeyde orta yolu tutmak tavsiye edilir. Aşağıdaki
hadis-i şerif bize ne güzel bir yol haritası çiziyor:
عن ابن عباس أن
رجلا أتى النبي (ص) فقال يا رسول الله : إني إذا أكلتُ هذا اللحم انتشرت للنساء ،
واخذتني شهوتي ، وإني حرَّمت عليَّ اللحمَ ، فأنزل الله : [ يا ايها الذين آمنوا
لا تحرموا طيبات ما احل الله لكم ] الآية . الإسلام يدعو الى القصد ، بدون إفراط
ولا تفريط.
Bir adam
Hazreti Peygamber Sallallahü aleyhi ve selleme gelerek: Ya Resûlallah! Ben şu
eti yediğim zaman kadına karşı meylim ve şehvetim artıyor. Bunun için et yemeyi
kendime haram kıldım, dedi. Bunun üzerine hemen şu ayet nazil oldu:
“Ey iman edenler! Allah'ın size helâl
kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah'ın koyduğu)
sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.” (Maide/87)
Böyle bir kimsenin söylediği söz yemin
sayılır. Bu kimse önce et yiyip yeminini bozacak sonra da yemin kefareti olarak
ya on fakiri bir gün doyuracak, ya on fitre miktarı para verecek fakirlere,
buna da gücü yetmezse üç gün oruç tutacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder