30 Mayıs 2020 Cumartesi

Şeriat, Tarikat ve Hakikat’in Hazreti Mevlana’ya göre tarifi

Mesnevi’nin beşinci cildinin başında Hazreti Mevlana şöyle der:
Şeriat muma, kandile benzer. Sana yol gösterir. Yani ışıktır. Karanlıkta ışıksız, gidemezsin. Ama ışığı ele almakla yol alınmaz. Yola girmek, yürümek lazım. Işığın aydınlattığı yola girdin mi, işte o gidişin Tarîkat’dır. Hedefe varman ise Hakîkat’dır.
Şeriat, kitaptan veya hocadan kimya bilgisi öğrenmeye benzer. Tarikat ise öğrendiği ilaçları kullanmak; Hakikat ise bu ilimi kullanarak bakırı altın yapmaktır. Kimyacılar, biz bu bilgiyi biliyoruz diye kimya bilgisiyle sevinirler. Kimya yapanlar, biz böyle işler yapıyoruz, diye kimya işlemiyle sevinirler. Hakikate ulaşanlarsa: “Biz altın olduk, kimya bilgisinden de kurtulduk, kimya işleminden de. Allah’ın azadlılarıyız biz, diye hakikatle sevinirler.
Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir.” (Mü’minun/53)
İkinci bir temsil: Şeriat, tıp bilgisi, Tarikat tıp bilgisine göre perhiz etmek, ilaçları içmektir. Hakikat ise ebedi sıhhate kavuşup ikisinden de kurtulmaktır. İnsan bu hayattan ölünce şeriat ve tarikat ondan ayrılır ama hakikat kalır. Eğer hakikate ermişse, Ona, «gir Cennet'e!» denildi. O da, «ah keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni, ikrama lâyık görülen kişilerden kıldığını bir bilselerdi.»(Ya siin/26-27) diye çığlık atar. Yok hakikate ermemişse, “"Keşke kitabım bana verilmeseydi. Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim. "Keşke ölüm her şeyi bitirseydi." Malım bana hiçbir yarar sağlamadı. "Saltanatım da yok olup gitti."(el-Haakka/25-29) diye çığlık atar.
Şeriat bilmektir, tarikat amel etmektir, hakikat ise Allah’a ulaşmaktır.
“Kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse sâlih bir amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak etmesin."(Kehf/110) (Mesnevi 5. Defter’in ilk sayfası)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder