Aynı şeye bakan birkaç kişiden her biri bilgisi kadar
görebilirler. Hazreti Mevlana Mesnevi’de bunu şöyle bir temsille açıklar:
Bir karınca kâğıt üzerinde giderken kalemin yazı yazışını
görüp hayran olarak kalemi övmeye başladı. Daha keskin görüşlü olan başka bir
karınca “Kalemi övme, kalemi tutan parmakları öv. Çünkü bu yazı parmakların
ürünüdür” dedi. İkisinden daha keskin görüşlü olan başka bir karınca: “Ben kolu
överim. Çünkü parmaklar kolun tikelidir, bir parçasıdır” dedi. Oysa kol da
vücudun bir parçasıdır. Vücut olmadan kol işe yaramaz. Daha ilerisi de
vücuttaki candır. Can olmasa ceset de bir işe yaramaz. Hani demişler ya:
Can çıkınca ceset döner boş kovana
Kimse satın almaz bir kilo soğana.
Son noktaya geldiğimizde canı da
bir yaratan vardır. O yaratmasaydı, can da olmazdı.
Demek ki, her şeyin başı O’nda bitiyor.
Bundan dolayıdır ki, ( deprem, sel felaketi, hastalık gibi) doğa
olaylarına bakanlar bilgileri kadar görüyorlar ve yorumluyorlar. Ne mutlu ibret
gözü ile bakanlara!
Halit İstanbuli şöyle demişti:
Gece gündüz zikret sen onun adın
Veren odur her kimsenin muradın
Emretmezse bir sinekçik kanadın
Pervaz edip uçamazdı bir yana. (Manzume-i irşadi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder