21 Mayıs 2020 Perşembe

Padişahtan kaçan doğan kuşu



Padişahlardan birinin, çok güzel bir doğanı vardı. Bu kuş bir gün, saraydan kaçtı. Çocuklarına çorba yapmak için un eleyen, yaşlı bir kocakarının kulübesine girdi. Kocakarı, iyi bir cins olan bu güzel doğanı yakaladı. Kocakarı, ''Zavallı kuş! Sana iyi bakmamışlar. Kanatların fazla büyümüş, tırnakların da uzamış'' dedi.
Doğanı bağlayarak kanatlarını kısalttı, tırnaklarını kesti. Yemesi için de önüne saman koydu. Bir yandan da, ''İşi bilmeyenler seni hasta eder, anneciğin sana çok güzel bakıp büyütecek'' diyordu.
doğa ise açlıktan ölecek duruma gelmişti. Padişah doğanını aramaya çıktı. Akşama doğru kocakarının bulunduğu kulübeyi buldu. Birdenbire doğanını o halde görünce, çok üzüldü, hüzünlendi.
Padişah doğanına, ''Bu, senin bize olan vefasızlığının cezasıdır. Her türlü ihtiyacın karşılandığı halde, tutulduğun saraydan kaçıp, bu kötü kulübeye neden girdin? Başına gelenleri de hak ettin'' dedi.
Padişah bunları söylerken, doğan kırık kanadını padişahın eline sürerek hal dili ile: ''Ben yanlış yaptım, suç işledim, af et padişahım''diyordu.
 İşte cahilin sevgisi böyledir, cahil yolda daima çarpık, daima yampiri yürür. İyilik yapayım derken kötülük yapar.
Kıssadan hisse:
İnsan, Allah’ın verdiğine şükretmeli, sıkıntılara da sabretmelidir. Mevlânâ’nın şu hikayesi ne keder ibretamizdir:
Ahırda birkaç tane eşek varmış. Birisi diğerlerine akıl vermiş. Biz neden bu insanların yüklerini taşıyoruz. Hep beraber dua edelim de semerci ölsün, demiş. Hep birden dua etmişler ve usta semerci ölmüş. Bunu üzerine eşeklerin sahibi, semer yaptırmak için acemi çırağa yaptırmış semerleri. Bu sefer eşeklerin hepsinin de sırtları yara olmuş, acı içinde ölmesi için dua ettikleri semerciye rahmet okumaya başlamışlar. Allah rahmet eylesin, vücudumuza göre semer yapıyordu, hiç acı çekmiyorduk. Biz yanlış yaptık, demişler.
Her nimet, külfet karşılığıdır. Nimetin külfetine katlanmak istemeyenlerin sonu (hikayede anlatıldığı gibi) pişmanlıktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder