Padişahlardan
birinin, çok güzel bir doğanı vardı. Bu kuş bir gün, saraydan kaçtı.
Çocuklarına çorba yapmak için un eleyen, yaşlı bir kocakarının kulübesine
girdi. Kocakarı, iyi bir cins olan bu güzel doğanı yakaladı. Kocakarı,
''Zavallı kuş! Sana iyi bakmamışlar. Kanatların fazla büyümüş, tırnakların da
uzamış'' dedi.
Doğanı
bağlayarak kanatlarını kısalttı, tırnaklarını kesti. Yemesi için de önüne saman
koydu. Bir yandan da, ''İşi bilmeyenler seni hasta eder, anneciğin sana çok
güzel bakıp büyütecek'' diyordu.
doğa ise açlıktan ölecek duruma gelmişti. Padişah doğanını aramaya çıktı. Akşama doğru kocakarının bulunduğu kulübeyi buldu. Birdenbire doğanını o halde görünce, çok üzüldü, hüzünlendi.
doğa ise açlıktan ölecek duruma gelmişti. Padişah doğanını aramaya çıktı. Akşama doğru kocakarının bulunduğu kulübeyi buldu. Birdenbire doğanını o halde görünce, çok üzüldü, hüzünlendi.
Padişah
doğanına, ''Bu, senin bize olan vefasızlığının cezasıdır. Her türlü ihtiyacın
karşılandığı halde, tutulduğun saraydan kaçıp, bu kötü kulübeye neden girdin?
Başına gelenleri de hak ettin'' dedi.
Padişah bunları söylerken, doğan kırık kanadını padişahın eline sürerek hal dili ile: ''Ben yanlış yaptım, suç işledim, af et padişahım''diyordu.
Padişah bunları söylerken, doğan kırık kanadını padişahın eline sürerek hal dili ile: ''Ben yanlış yaptım, suç işledim, af et padişahım''diyordu.
İşte cahilin
sevgisi böyledir, cahil yolda daima çarpık, daima yampiri yürür. İyilik yapayım
derken kötülük yapar.
Kıssadan hisse:
İnsan, Allah’ın verdiğine şükretmeli, sıkıntılara da
sabretmelidir. Mevlânâ’nın şu hikayesi ne keder ibretamizdir:
Ahırda birkaç tane eşek varmış. Birisi diğerlerine
akıl vermiş. Biz neden bu insanların yüklerini taşıyoruz. Hep beraber dua
edelim de semerci ölsün, demiş. Hep birden dua etmişler ve usta semerci ölmüş. Bunu
üzerine eşeklerin sahibi, semer yaptırmak için acemi çırağa yaptırmış
semerleri. Bu sefer eşeklerin hepsinin de sırtları yara olmuş, acı içinde
ölmesi için dua ettikleri semerciye rahmet okumaya başlamışlar. Allah rahmet
eylesin, vücudumuza göre semer yapıyordu, hiç acı çekmiyorduk. Biz yanlış
yaptık, demişler.
Her nimet, külfet karşılığıdır. Nimetin külfetine
katlanmak istemeyenlerin sonu (hikayede anlatıldığı gibi) pişmanlıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder