Osmanlı’nın son
alimlerinden olan Hoca Efendi,
Askerlikten önce hıfzını tamamlayıp 1925’de Kıraat ilminden icazet aldı. Soyadı
kanunu çıkınca “Öğütçü” soyadını aldı. Askerlik dönüşü birkaç camide
İmam-Hatiplik yaptıktan sonra Sultan Ahmet Camiine atandı. 1982 yılına kadar 28
sene bu camide İmam-Hatiplik yaptı. Bu sırada Üsküdarlı Ali Efendi’nin
vefatıyla (1976) boşalan Reîsülkurrâlığı da üstlendi.
Gönenli
Hoca, Türkiye’de din görevlilerine karşı duyulan ihtiyacı göz önüne alarak
kendi gayretiyle öğrenci yetiştirirken sonraları bu faaliyeti her türlü
sorumluluğunu üstlendiği Kur’an kurslarında sürdürmüştür. Kur’ân-ı Kerîm ve
dinî bilgiler öğrenmek üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden İstanbul’a gelen
fakir öğrencilerin ihtiyaçlarını halktan topladığı yardımlarla karşılayarak
önemli hizmetlerde bulunmuş ve 1940-1980 yılları arasında binlerce talebe
yetiştirmiştir. Onun ilgilendiği kursların başında hepsi de Fatih semtinde
olmak üzere Üçbaş Camii Kur’an Kursu, Hacı Hasan Camii Kur’an Kursu (İmâret-i
Atîk Camii ile birlikte) ve Akseki Mescidi’ndeki Hırka-i Şerif Kur’an Kursu
gelmektedir. Bunlardan başka İstanbul’un muhtelif semtlerindeki birçok caminin
müştemilâtında veya apartman dairelerinde barınan yüzlerce öğrencinin masrafı
da yine Gönenli Hoca tarafından karşılanmaktaydı.
Gönenli
Mehmet Efendi, fahrî vâiz olarak kadınların ihmal edilen din ve ahlâk eğitimine
daha çok önem vermekteydi. Haftanın hemen her gününde İstanbul’un çeşitli
yerlerindeki camilerde kadınlara vaaz verirdi. Vaazlarında öğretmekten çok
eğitme, irşad etme ve dinî hayatı canlı tutma onun başlıca hedefi olmuştur.
Hakkında şöyle
bir menkıbe nakledilir:
Dönemin valisi
bunu huzuruna çağırmış, sorguluyormuş.
- Kur’an
kursundaki bu kadar öğrencilerin ihtiyaçlarını nereden temin ediyorsun?
-Efendim!
Allah gönderiyor.
Bize niye
göndermiyor?
Onu kendisine
sor…
Bu arada
valinin yanında bulunan ve Bursa’dan ziyaretine gelen bir yakını söze
karışıyor:
-
Vali
Bey bu adam kim?
-
Buna
Gönenli Mehmet Efendi derler.
-
Şu
hafız yetiştiren hoca mı?
-
Evet.
-
Ne
güzel tesadüf! Ben de onu arayacaktım. Birisi bana ona vermek üzere bir miktar
para emanet etmişti. Hemen burada vereyim, deyip çıkartıp veriyor!
Hoca
Efendi:
-
Gördünmü
sayın vali Bey! İşte Allah böyle gönderiyor!!!.
Kendisinden sonra reîsülkurrâlık görevini devralan Abdurrahman Gürses
tarafından kıldırılan cenaze namazından sonra Edirnekapı Şehitliği’ne
defnedildi. Allah rahmet eylesin. Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder