Allah'ın bütün emirlerinde hem dünyamız için hem de ahiretimiz için birçok faydalar vardı. biz elbette ibadetlerimizi bu faydaları için değil, Rabbimiz emrettiği için yaparız. Bu cümleden olarak oruç tutmanın da bir çok faydaları vardır. işte onlardan bazıları:
1- Oruç tutan Müslüman, İslam'ın şartlarından birini
yerine getirmiş, bir farzı eda etmiş ve sorumluluktan da kurtulmuş olur.
2- "Essavmü cünnetün" (Oruç koruyan bir
kalkandır, bir siperdir.) Dünyada tamah tehlikesinden, hırs ve cimrilikten,
mezarda kabir azabından, mahşer yerinde o günün şiddetinden, sırat üzerinde ise
cehenneme düşmekten korur.
3- Oruç günahları yakar kül eder, yok eder. böylece
Allah'ın rahmet ve mağfiretini kazandırarak dünya ve ahiret saadetini temin
eder.
4- Oruç nefsanî arzuları firenler, şehveti kırar ve o
yönden gelecek tehlikeleri önler. Bu sayede insanı güzel ahlak sahibi yapar.
Sevgili Peygamberimiz s a v şöyle buyurmuştur:
“ياَ مَعْشَرَالشَّباَبِ مَنِ
اسْتَطاَعَ مِنْكُمُ الْباَءَةَ فَلْيَتَزَوَّجْ فَاِنَّهُ اَغَضُّ لِلْبَصَرِ
وَاَحْصَنُ لِلْفَرْجِ وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَعَلَيْهِ بِالصَّوْمِ فَاِنَّهُ
لَهُ وِجاَءٌ”
"Ey
gençler! Evlenmeye gücü yetenleriniz evlensin. Çünkü o, gözü haramdan daha iyi
muhafaza eder ve insanı zinadan daha iyi korur. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç
tutsun Çünkü oruç şehveti kırar." (Tac
c 2 s 278 Ravâhü hamse) Bir hadis-i
şerifte de şöyle buyurulur:
(ان الشيطانَ يَجْرى مِن ابْنِ آدَمَ
مَجْرى الدَّمِ “اِنَّ الشَّيْطَانَ يَبْلُغُ مِنَ الاِنْسَانِ مَبْلَغَ
الدَّمِ” Şeytan, insanın (damarlarında) kanın ulaştığı yerlere
kadar ulaşır. (Tecrid-i sarih 6/330 ,
İbn-i Maceh savm / 65)
5-
Oruç, kalbi nurlandırır, şefkat ve merhamet duygularını geliştirir. Açlığı
kendi tadan kimse diğer açların hallerini daha iyi anlar ve böylece fakirlere
yardım elini uzatır.
6-
Oruç, mü'minler arasındaki zengin-fakir mücadelesini azaltır. Zengin bilhassa
ramazanda zekat, fitre ve sadaka vererek fakirlere yardım eder, onlar da onlara
karşı kin yerine saygı ve minnet duyar ve bu sayede komünizm reklamı da
engellenir.
7-
Oruç, kişinin inancında sadık olduğunu isbat eder ve imtihanı kazandırır. Bir
ayet-i kerimede: "وَلَنَبْاُوَنَّكُمْ بِشَئٍ مِنَ الْخُوْفِ وَالْجُوعِ " (And
olsun ki sizi, biraz korku, biraz açlıkla (oruçla) imtihan ederiz Sabredenleri
müjdele) (Bakara : 155)
8-
Oruç, kibri ve gururu kırar, insana acizliğini hatırlatır.
9-
Oruç, akıl ve zekâya kuvvet verir.
10-
Oruç, insanı melekleştirir. Melekler, yemez, içmez ve cinsî münasebette
bulunmazlar. Oruç tutan kimse de onlara benzer.
11-
Oruç, obur insanların iştahlarına barajdır, set çeker.
12-
Oruç, mü'minler için bir savaş eğitimidir. İnsanı açlığa ve susuzluğa
alıştırır.
13-
Oruç mü'minlerin sabır silahıdır. Sabır ise her başarının sırrı ve
tehlikelerden kurtulmanın da vasıtasıdır. Bir hadis-i şerifde: اَلصَّوْمُ نِصْفُ
الصَّبْرِ.“Oruç sabrın
yarısıdır. Sabır da imanın yarısıdır”
buyrulmuştur. (İbn-i Maceh savm 44
c 1 s 554, İhya c. 1. (hadis zayıftır))
14-
Oruçlunun duası reddolunmaz. . Bir hadisde şöyle buyrulmuştur:
ثَلاَثَةٌ لاَتُرَدُّ دَعْوَتُهُمْ:
اَلصّاَئِمُ حِينَ يُفْطِرُ والاِماَمُ الْعاَدِلُ وَدَعْوَةُالْمَظْلُومِ
يَرْفَعُهاَاللهُ فَوْقَ الْغَماَمِ وَيَفْتَحُ لَهاَ اَبْواَبَ السَّماَءِ
وَيَقُولُ الرَّبُّ: وَعِزَّتِى وَجَلالِى لاَنْصُرَنَّكَ وَلَوْبَعْدَحِينٍ
Üç kişinin duası reddolunmaz. A) iftar ettiği zamanda
oruçlunun duası, b) Adaletli devlet başkanının duası, c) mazlumun duası. Bu
duayı Allahü Teâlâ bulutlardan öteye yükseltir; gök kapılarını açar ve şöyle
buyurur: “İzzetim ve Celâlim hakkı için mutlaka sana yardım edeceğim, ilerde de
olsa”. (Ahmed, tirmizi, Tac 2/51 Mısır.)
Diğer bir hadiste şöyle buyurulur: اِنَّ للِصاَئِمِ عِنْدَ فِطْرِهِ لَدَعْوَةٌ مَا تُرَدُّ Oruçlu için iftar vaktinde reddolunmayan
bir duası vardır. (İbn-i Maceh sıyam / 48)
15-
Oruç vücutların zekatıdır. Zekat temizlemek demektir. Bir hadis-i şerifde: لِكُلِّ
شَيْءٍزَكاَةٌ وَزَكاَةُالْجَسَدِ الصَّوْمُ (Her şey için zekat vardır.
Cesedin zekatı da oruçtur.) (İbn-i Maceh
Savm 44)
16-
Oruç rızıklara bereket getirir. Ramazanda piyasa daha canlanır.
17-
Oruç hırsızlığı ve haksızlığı önler. Çünkü iftar vaktine kadar kendi helal
rızkı önünde dururken yemeyen, başkasının malında hiç gözü olmaz
18- Ramazanda zekat, fitre ve
sadaka gibi malî ibadetler yerine getirilir. Bu sayede hem zengin farz olan
zekat borcunu öder, hem de fakirlerin eline bir miktar para geçerek sosyal
denge sağlanır.
19-
Oruç riyasız bir ibadettir.
20-
Oruç topluma kederi de, zevki de aynı anda tattırır.
21-
Oruç bedenlerin sıhhat kaynağıdır. Yorulan hücreleri dinlendirir. Sindirim
sistemi organlarını dinlendirir. Kan dolaşımını düzenler. Mide pürüzlerini ve
ülseri önler. Damar sertleşmesine, kolesteral artışına, tansiyon yükselmesine,
şişmanlığa, diyabete (şeker yükselmesine), üremi'ye, karaciğer, safra kesesi,
böbrek hastalıkları ve daha bir çok hastalıklara karşı faydalı ve bir itidal,
müvazene, (Dengeleme) rejimidir.
22-
Oruç, nefsi tezkiye eder, (temizler) rûhu tasfiye eder, safileştirir.
24-
Oruç sadece mideye değil, bütün organlara tutturulmalıdır.
25-
Ramazana kıymet kazandıran Kur'an'dır. Ramazanda Kur'an, başka zamanlardan daha
çok okunur ve okunmalıdır.
26-
Oruç, insan ile hayvanı birbirinden ayırır.
Bu
konu ile ilgili bir fıkra: Kedi pide yemiş!
Beşiktaş
eski vaizlerinden merhum Hacı Cemal Öğütçen bir vaazında şöyle der: Mü'minler!
Allah bana bir hanım vermiş, sormayın. Dinleyin de benim bununla nasıl ömür
tükettiğime siz karar verin. Bir ramazan akşamı, ezan okumak için evden çıktım,
ayakkabılarımı giyiyordum. İçeride hanım tarafından kopan bir feryat yüreğimi
ağzıma getirdi. Heyecanla hemen geri dönüp içeri girdim ve: "Ne var hanım,
niye bağırıyorsun?" dedim. Bana kediyi gösterek: "Baksana kedi pideyi
yiyor" dedi. Bre hatun bir pide için bu kadar bağırmana ne gerek var, ben
sana istediğin kadar pide alırım" deyince hanım: "Yahu pide önemli
değil, kedi orucu yiyor. Oysaki daha ezan okunmadı" Ben şöyle demekten
kendimi alamadım: "Bre hatun ben sana her zaman demiyor muyum, hayvanlar
oruç tutmazlar, hayvanlar namaz kılmazlar, hayvanlar ayıp yerlerini
örtmezler... Kedi de bir hayvandır. Allah onlardan namaz oruç sormaz."
İşte böyle bir hanım ile ben nasıl hayat geçiriyorum, bilemiyorum."
Bir çok kimseler orucun
hikmetlerini faydalarını sayarlarken ilk başta: “Efendim, zenginler oruç tutup
aç kalmak suretiyle fakirlerin hallerini anlasınlar diye” derler. Mademki öyle
ise fakirler niçin oruç tutuyorlar? Demek ki orucun hikmeti sadece bu değil,
daha başka birçok hikmetleri de vardır.
Oruç ve gıybetle ilgili
bir hadis-i şerif:
Resûl-i Ekrem (s) zamanında
oruç tutan iki kadın akşama doğru açlık ve susuzluktan helak olacak vaziyete
geldiler. Oruçlarını bozmak için müsaade almak üzere Resûl-i Ekrem’e bir kişi
gönderdiler. Peygamber Efendimiz de bir bardak verdi ve onlara, yediklerini bu
bardağa kusmalarını söyle, buyurdu. Onlardan birisi safi kan ve et kusarak
bardağın yarısını doldurdu. Diğeri de aynı şekilde kusarak bardağı doldurdular.
Bu vaziyetten herkes şaşırmıştı. Peygamber Efendimiz:
إن هاتين صامتا عما أحل الله، وأفطرتا
على ما حرم الله عز وجل عليهما، جلست إحداهما إلى الأخرى؛ فجعلتا يأكلان لحوم
الناس
Bunlar, Allahü Teâlânın
kendilerine helal kıldığı şeyden oruç tuttular ve fakat haram kıldığı şeyle
iftar ettiler. Şöyle ki: biri diğerinin yanına geldi ve halkın gıybetini yaptılar.
İşte şu gördüğünüz, yedikleri insan etleridir. (Ahmet 5 / 431)
İbret:
Üç amele (işçi) bir inşaatta
çalışıyorlarmış. Birisi yerden aldığı tuğlaları birinci kattaki işçiye
atıyormuş, o da oradaki diğer işçiye veriyormuş. Üçüncü işçi de ustaya
veriyormuş. Usta da duvara örüyormuş. Bir ara patron, elinde tuğla ile bekleyen
ikinci işçiye niye beklediğini sormuş. Cevap: arkadaşım elindekini ustaya
vermedi ki! Ben ona nasıl vereyim? İbret! Allah da bize: «
قال اللَّه تعالى : أنفِق يا ابْنَ آدمَ يُنْفَقْ عَلَيْكَ » متفقٌ عليه . “Ey âdemoğlu! (Allah için) infak et ki, sana
da infak olunsun!”
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den Resulullah (s):
“Allah Teâlâ şöyle buyurdu” demiştir: Buhâri, Tefsîru sûre/ 11) Yani siz elinizdekini
verirseniz, O da size daha iyisini verecektir.
“Medine’de çenesi düşük, gıybetçi bir
kadın vardı. Bir gün Resulullah’ın (asm) evine geldi. Resulullah (asm) ev
halkına;
“Ona yemek getirin.” dedi. Kadın;
“Ben oruçluyum.” dedi. Resulullah (asm);
“Hayır, sen oruçlu değilsin.” dedi.
Akıllı kadın, Resulullah’ın (asm) bu sözüyle, yaptığı gıybeti kasdettiğini anladı. Bu sebeple, ertesi gün diline biraz sahip olmaya çalıştı. Ve akşama doğru, tekrar Resulullah’a (asm) uğradı. Resulullah (asm) yine;
“Ona yemek getirin.” buyurdu. Kadın;
“Ben oruçluyum.” karşılığını verdi. Resulullah (asm);
“Sen oruçlu değilsin.” buyurdu.
Kadın üç gün kesin niyet etti. Hiç konuşmadı, kimseyi gıybet etmedi. Akşama doğru Resulullah’a (asm) uğradı. Resulullah (asm) bu sefer ona şu müjdeli haberi verdi:
“Ona yemek getirin.” dedi. Kadın;
“Ben oruçluyum.” dedi. Resulullah (asm);
“Hayır, sen oruçlu değilsin.” dedi.
Akıllı kadın, Resulullah’ın (asm) bu sözüyle, yaptığı gıybeti kasdettiğini anladı. Bu sebeple, ertesi gün diline biraz sahip olmaya çalıştı. Ve akşama doğru, tekrar Resulullah’a (asm) uğradı. Resulullah (asm) yine;
“Ona yemek getirin.” buyurdu. Kadın;
“Ben oruçluyum.” karşılığını verdi. Resulullah (asm);
“Sen oruçlu değilsin.” buyurdu.
Kadın üç gün kesin niyet etti. Hiç konuşmadı, kimseyi gıybet etmedi. Akşama doğru Resulullah’a (asm) uğradı. Resulullah (asm) bu sefer ona şu müjdeli haberi verdi:
“İşte bugün, gerçekten oruçlusun.”
(Beyhâkî)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder