Nafileler, farzların kalkanıdır. Bir kişi farzları yapmakla sorumluluktan kurtulur. Ancak o kişi her an şeytanın hücumlarına maruzdur. “Bir vakit kılmazsan ne olur” gibi vesveselerle şeytan daima ona farzları terk ettirmeye uğraşır. Eğer kişi, nafilelerle de meşgul oluyorsa bu sefer şeytanın hedefinde nafileyi terk ettirmek vardır. “Allah sana sünnetleri emretmedi ki, der ve şu hadisi öne sürer:
Talha İbni
Ubeydullah radıyallahu anh şöyle dedi:
Uzaktan sesini
duyup ne dediğini anlayamadığımız saçı başı dağınık Necidli bir adam Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem'in huzuruna geldi. Resulullah'a
yaklaştı. Bir de baktık ki, İslâm'ın ne olduğunu soruyor. Bunun üzerine Resûl-i
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- "Bir gün
bir gecede beş vakit namaz kılmaktır" buyurdu. Adam:
- Kılmam gereken
başka namaz var mı? dedi.
- "Hayır
yok! Nâfile olarak kılarsan o başka" buyurdu. Resûlullah:
- "Bir
de ramazan ayı orucunu tutmaktır" buyurdu. Adam yine:
- Tutmam gereken
başka oruç var mı? dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz:
- "Hayır
yok. Nâfile olarak tutarsan o başka!" buyurdu.
Râvî Talha radıyallahu
anh diyor ki, Resûlullah (s.) adama zekât vermeyi söyledi. Adam:
- Vermem gereken
başka sadaka var mı? dedi.
- "Hayır
yok. Nâfile olarak verirsen o başka" buyurdu.
Bu defa Adam: “Bu
söylediklerinden ne fazla ne eksik yaparım" diyerek Resûlullah'ın
huzurundan ayrıldı. Bunun üzerine Resûlullah (s.): "Eğer sözüne
sahip çıkarsa, kurtuldu gitti" buyurdu.[1]
. Ebû
Hüreyre radıyallahu anh dedi ki, bedevînin biri Nebî (s.)e
geldi ve:
- Ey Allah'ın Resulü! İşlediğim takdirde cennete gireceğim bir
amel söyle bana, dedi. Resûl-i Ekrem:
- "Allah'a,
hiçbir şeyi ortak koşmaksızın kulluk edersin. Farz olan namazları
kılarsın. Yine farz olan zekâtı verirsin ve ramazan orucunu tutarsın"
buyurdu. Bedevî:
- Canım kudret
elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu söylediklerine hiçbir şey ilâve etmem,
dedi. Adam dönüp gidince Peygamber aleyhisselâm: "Cennetlik
birini görmek kimi mutlu ediyorsa, şu kişiye bakıversin!"
buyurdu. (Buhari, Zekat 1; Müslim, İman 15)
Görüyorsun ya,
farzları yapan cennete girecek, buyuruluyor. Sünnetlere ne gerek var, der ve en
azından sünnetleri terk ettirmeye çalışır. Zekât konusunda da aynıdır. Önce zekât
verdirmemeye uğraşır. Eğer kişi nafile olarak sadaka veriyorsa, şeytan o zaman
hiç olmasa sadakaları verdirmemeye çalışır.
Bunun için
farzların yanında sünnetleri de eda etmemiz gerekir. Bir yolculuğa çıkarken yüz
lira yetecek iken, fazla olarak 500 liran olsa zarar mı edersin?
Sünnet
namazların neye yaradığı hakkında Sevgili Peygamberimiz (s.) şöyle buyurmuştur:
"اَوَّلُ
مَايُحَاسَـبُ بِهِ الْعَبْـدُيَوْمَ الْقِيَامَةِ صَلاَتُهُ فَاِنْ كَانَ
اَتَمَّـهَاكُتِبَـتْ لَهُ تَلمَّةً وَاِنْ لَمْ يَكُنْ اَتَمَّـهَا قَالَ اللهُ
لِمَلاَئِكَتِهِ اُنْظُرُواهَلْ تَجِدُونَ لِعَبْدِىمِنْ تَطَوُّعٍ
فَتُـكَمِّلُونَ بِهَافَرِيضَتَهُ ثُمَّ الزَّكَاةُ كَذَالِكَ ثُمَّ
يُؤْخَذُالاَعْمَالُ عَلَي حَسَبِ ذَالِك"َ
“Kulun kıyamet
gününde ilk hesaba çekileceği şey namazıdır. Eğer onu tamamlamışsa onun için “Tamdır”
diye yazılır. Eğer tamamlamamışsa Allah Azze ve Celle meleklerine şöyle
buyurur: “Bakın bakalım, kulumun farzlarını tamamlayacağınız nafile ibadetinden
bir şey bulacak mısınız?” sonra zekât da öyledir, sonra diğer ameller de bu
şekilde ele alınır.”[2]
Diğer bir hadis'i şeriflerinde şöyle buyururlar:
"اِنَّ
اَوَّلَ مَا يُحَاسَبُ بِهِ الْعَبْدُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ عَمَلِهِ
صَلاَتُهُ فَاِنْ صَلَحَتْ فَقَـدْ اَفْـلَحَ وَ اَنْجَحَ وَاِنْ فَسَـدَتْ
فَقَـدْ خَابَ وَخَسِـر"
“Kıyamet gününde
kişinin, hesabı ilk önce sorulacak ameli namazıdır. Namazı iyi netice veren kurtulacak,
kötü sonuç veren ise mahrûmiyet ve azaplara düşecektir.[3]
Namaz, oruç. zekat gibi farzları eksik yapanların nafile
ibadetlerine bakılacak. Nafile namazı, orucu, sadakası varsa bunlarla farzların
eksikleri tamamlanacak. Bu Allah’ın bir fazl-ı ve adaletidir. Eğer nafilesi
fazla çıkarsa o da mizana konup tartılacak ve ona: “Sevinçle cennete gir”
denilecek. Eğer mizana konacak ve farzların eksiğini tamamlayacak nafilesi
yoksa, cehennemin zebanilerine emredilecek ve onlar da bu adamın ellerinden ve
ayaklarından tutup cehenneme atacaklar.[4]
Farzları tamam
olan veya nafilelerle tamamlanan kimseler, Allah’ın kullarına bir lütfü
ilâhiyesi olan cennetlere girecekler. Orada gözler görmedik, kulaklar işitmedik
ve insanların hatır ve hayallerinden bile geçmemiş nice nice bitmez tükenmez
nimetler ve zevk u sefâlar içinde hayat sürecekler. Rabbim bizleri de onlardan
eylesin. Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder