23 Nisan 2020 Perşembe

Kur'an okumanın fazileti



İstesek de istemesek de bir gün tıpış tıpış ahirete gideceğiz. Öyleyse oraya gitmeden önce buradan biraz azık tedarik etmenin yollarını aramalıyız. Bunlardan birisi de Kur’an okumak ve okutmaktır. İçinde bulunduğumuz şu an Kur’an okumak için en uygun zaman dilimidir. Sevgili Peygamberimiz (s.) “Sizin en hayırlınız, en iyiniz Kur’an’ı okuyan ve okutanlarınızdır” buyurmuştur. Bunu duyan her Müslüman en hayırlılar içine katılmak için elinden geleni yapmaya çalışmalıdır. Çünkü Hazreti Ali Efendimizin dediği gibi: “Dünyada amel, iş var, hesap yok; ahirette ise hesap var amel yok”
Bu konuda aşağıdaki hadis bize ne güzel şey müjdelemektedir:
عن عُقْبَة بْنِ عَامِرٍ قَال .خَرَجَ رَسولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عليه وسلَّمَ وَنَحْنُ في الصُّفَّةِ، فَقالَ: أَيُّكُمْ يُحِبُّ أَنْ يَغْدُوَ كُلَّ يَومٍ إلى بُطْحَانَ، أَوْ إلى العَقِيقِ، فَيَأْتِيَ منه بنَاقَتَيْنِ كَوْمَاوَيْنِ في غيرِ إثْمٍ، وَلَا قَطْعِ رَحِمٍ؟ فَقُلْنَا: يا رَسولَ اللهِ، نُحِبُّ ذلكَ، قالَ: أَفلا يَغْدُو أَحَدُكُمْ إلى المَسْجِدِ فَيَعْلَمُ، أَوْ يَقْرَأُ آيَتَيْنِ مِن كِتَابِ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ، خَيْرٌ له مِن نَاقَتَيْنِ، وَثَلَاثٌ خَيْرٌ له مِن ثَلَاثٍ، وَأَرْبَعٌ خَيْرٌ له مِن أَرْبَعٍ، وَمِنْ أَعْدَادِهِنَّ مِنَ الإبِلِ.
Ukbetü’bnü Amir (r.a.) şöyle der:
Biz suffede iken Resulullah (s.) yanımıza geldi ve bize: “sizden hanginiz her gün erkenden Buthan’a ya da Akîk’a gidip, günah işlemeden, kat’ı rahm (akraba ilişkisini kesme de) yapmadan iri hörgüçlü iki deveyi alıp getirmeyi sever, diye sordu. Biz de: “Ya Resûlallah! Hepimiz de severiz” dedik. Bunun üzerine o: “Sizden birinizin, erkenden camiye gidip, Allah (Azze ve celle)nin kitabından iki ayet öğrenmesi ya da okuması onun için o iki deveden daha hayırlıdır. Üç ise üçden, dört ise dörtten, ayet sayısı kadar deveden daha hayırlıdır, buyurdu. (Müslim Müsafirin/251)
  A’ver (radıyallahü anh) der ki: “Bir gün Mescide uğramıştım, baktım ki insanlar (dünyevi şeyler) konuşmaya dalmışlar. Hazreti Ali (r.)ın yanına girdim ve ona: Ya Emîrelmü’minîn! Baksana insanlar, dünyevi lakırdılara dalmışlar. Hazreti Ali: ya! Öyle mi? dedi. Evet, dedim. Hazreti Ali: ‘Ben resûlullah (s.)den şunu işittim. Buyurdular ki: Yakında bir takım fitneler zuhur edecek.’ Ben: (bu fitnelerden) kurtuluş nedir, ya Resûlallah dedim. Buyurdular ki. Kitabullah’tır (Allah’ın kitabıdır). Onda geçmişlerinizin ve geleceklerinizin önemli haberleri ve aranızdaki hükümler vardır. O, fasl’dır (hak ile batılı net olarak ayırır), şaka, komedi değildir. Kim onu kasden terk ederse Allah onun belini kırar. Kim ondan başka hak yol ararsa Allah onu dalâlete düşürür, sapıttırır. O, Allah’ın kopmaz, sağlam ipidir. O muhkem, hikmetlerle dolu vaaz ve zikirdir. O, dosdoğru yoldur. O ki, onu okuyup araştıran, ona uyan, nefsin arzularına kaymaz. Onu okurken, okuyan diller ona (ondan olmayan batıl) bir şeyler karıştıramaz. (çünkü o, Allah’ın koruması altındadır.) İlim erbabı O’ndan doymaz. O asla eskimez. (modası geçmez, okumakla usanılmaz) Acaibleri bitmez. O ki, cinler bile onu duydukları zaman: “Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur'an dinledik de ona inandık.” Demekten başka bir şey bulamamışlardı. O’nunla konuşan doğru söyler, O’nunla amel eden ecir, mükâfat alır, O’nunla hükmeden adalet eder, kim ona davet ediyorsa o doğru yoldadır. Al sana bunlar yeter ya A’ver”. (Ahmed 1/91, Tirmizi/ Fezilü’l-Kur’an/14 H. No: 2906.) 

Haydi Kur’an okumaya ve okutmaya!
Paylaş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder